27 Haziran 2016 Pazartesi

Kuran-ı Kerim'de İmtihan

rtfSelectedTabRef*1*45*45*90.4:15~3*(47) imtihan*Menüyü görmek için sağ tıklayın*1*100*genelAramaLatin*47*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*45*rtfBulunanSayi

 Kuran-ı Kerimde imtihan ile ilgili ayetler aşağıda yer almaktadır. Sure ismi ve ayet numarası ile birlikte ayetlerinin hem Arapçasına, hem de mealine yer verilmiştir.

2 - Bakara Suresi - Ayet 49 

(٢.٤٩)~~2.49~
وَاِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ اَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفٖى ذٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


2.49 - Hem sizi en feci işkencelere uğrattıkları zaman Firavun'un adamlarından kurtardığımızı da hatırlayın! Onlar sizin dünyaya gelen erkek çocuklarınızı kesiyor, kız çocuklarınızı ise kötülük için hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından çetin bir imtihan vardı.

 rtfSndPly*2.102*


-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 102 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.١٠٢)
~~2.102~
وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُوا الشَّيَاطٖينُ عَلٰى مُلْكِ سُلَيْمٰنَ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمٰنُ وَلٰكِنَّ الشَّيَاطٖينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ وَمَا اُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ اَحَدٍ حَتّٰى يَقُولَا اِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهٖ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِهٖ وَمَا هُمْ بِضَارّٖينَ بِهٖ مِنْ اَحَدٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْ وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرٰيهُ مَا لَهُ فِى الْاٰخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا بِهٖ اَنْفُسَهُمْ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
~ ~ ~


2.102 - Tuttular, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurdukları sözlere tâbi oldular. Halbuki Süleyman küfre gitmemişti. Fakat asıl o şeytanlar küfre gittiler.  Halka sihiri ve Babil'de Hârut ve Mârut adlı iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı.  Oysa o ikisi: "Biz sırf imtihan için gönderildik, sakın kâfir olma!" demedikçe hiç kimseye sihir öğretmezlerdi. İşte bunlardan koca ile karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça onlar bununla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Onlar kendilerine zarar getirip fayda vermeyen şeyler öğreniyorlardı. Büyüye müşteri olan kimsenin âhiretten nasibi olmadığını pek iyi biliyorlardı. Karşılığında kendi varlıklarını sattıkları şey ne kötü! Keşke bunu anlasalardı!

 rtfSndPly*2.249*


-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 249 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.٢٤٩)
~~2.249~
فَلَمَّا فَصَلَ طَالُوتُ بِالْجُنُودِ قَالَ اِنَّ اللّٰهَ مُبْتَلٖيكُمْ بِنَهَرٍ فَمَنْ شَرِبَ مِنْهُ فَلَيْسَ مِنّٖى وَمَنْ لَمْ يَطْعَمْهُ فَاِنَّهُ مِنّٖى اِلَّا مَنِ اغْتَرَفَ غُرْفَةً بِيَدِهٖ فَشَرِبُوا مِنْهُ اِلَّا قَلٖيلًا مِنْهُمْ فَلَمَّا جَاوَزَهُ هُوَ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا مَعَهُ قَالُوا لَا طَاقَةَ لَنَا الْيَوْمَ بِجَالُوتَ وَجُنُودِهٖ قَالَ الَّذٖينَ يَظُنُّونَ اَنَّهُمْ مُلَاقُوا اللّٰهِ كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلٖيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثٖيرَةً بِاِذْنِ اللّٰهِ وَاللّٰهُ مَعَ الصَّابِرٖينَ
~ ~ ~


2.249 - Talut ordusunu harekete geçirip sefere çıkınca askerlerine şöyle dedi: "Allah sizi, bir ırmakla imtihan edecektir: İmdi onun suyundan içen benden sayılmayacak;  Sadece avucuyla aldığı miktar muaf olmak üzere,  Kim onun suyunu içmezse o da benden sayılacaktır." Derken onların pek azı hariç, varır varmaz ondan içtiler. Talut ile yanındaki müminler ırmağı geçince  O vakit beri yanda kalanlar "Bugün bizim Câlut ve ordusuna karşı duracak takatimiz yoktur" dediler.  Ölümden sonra diriltilip Allah'ın huzuruna çıkacaklarını bilenler ise şöyle dediler:"Nice küçük topluluklar vardır ki, Allah'ın izniyle, büyük cemaatlere galip gelmiştir. Doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir."

 rtfSndPly*3.186*


-----   3 - Ali_İmran Suresi - Ayet 186 (Mushaf Sırası: 3 - Nüzul Sırası: 89 - Alfabetik: 7)   -----

(٣.١٨٦)
~~3.186~
لَتُبْلَوُنَّ فٖى اَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ وَلَتَسْمَعُنَّ مِنَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَمِنَ الَّذٖينَ اَشْرَكُوا اَذًى كَثٖيرًا وَاِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا فَاِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ
~ ~ ~


3.186 - Şu muhakkak ki gerek mallarınızda, gerek canlarınızda imtihana tâbi tutulacaksınız.  Sizden önce kendilerine kitap verilen Yahudi ve Hıristiyanlardan ve bir de müşriklerden sizi inciten birçok söz işiteceksiniz. Ama siz sabreder ve günahlardan korunursanız, muhakkak ki bu davranış, yapılacak işlerin en değerlisidir.

 rtfSndPly*5.48*


-----   5 - Maide Suresi - Ayet 48 (Mushaf Sırası: 5 - Nüzul Sırası: 112 - Alfabetik: 60)   -----

(٥.٤٨)
~~5.48~
وَاَنْزَلْنَا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ فٖى مَا اٰتٰیكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَمٖيعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فٖيهِ تَخْتَلِفُونَ
~ ~ ~


5.48 - Sana da, daha önceki kitapları, hem tasdik edici, hem de onları denetleyici olarak bu kitabı, gerçeğin ta kendisi olarak indirdik. O halde bütün Ehl-i kitabın aralarında, Allah'ın sana indirdiği ile hükmet, sana gelen bu hakikati terkedip de onların keyiflerine uyma!Her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği farklı şeriatlar dairesinde sizi imtihan etmek istediği için ayrı ayrı ümmetler yaptı. Öyleyse durmayın, hayırlı işlerde birbirinizle yarışın! Zaten hepinizin dönüşü Allah'a olacak, O da hakkında ihtilâf ettiğiniz şeyleri size tek tek bildirecektir. (haklıyı haksızı iyice belli edecektir).

 rtfSndPly*6.53*


-----   6 - Enam Suresi - Ayet 53 (Mushaf Sırası: 6 - Nüzul Sırası: 55 - Alfabetik: 20)   -----

(٦.٥٣)
~~6.53~
وَكَذٰلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لِيَقُولُوا اَهٰؤُلَاءِ مَنَّ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنْ بَيْنِنَا اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَعْلَمَ بِالشَّاكِرٖينَ
~ ~ ~


6.53 - Biz onlardan kimini kimi ile, neticede "Allah bula bula aramızdan bunları mı lütfuna lâyık gördü?" desinler diye, işte böyle imtihan ettik. Allah kimin şükrettiğini, kimin lütfuna daha lâyık olduğunu bilmez olur mu?

 rtfSndPly*7.141*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 141 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٤١)
~~7.141~
وَاِذْ اَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ اَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفٖى ذٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


7.141 - Hem düşünün ki, sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Onlar ki size pek acı bir işkence uyguluyor, oğullarınızı hep öldürüyor, kızlarınızı ise, (kendilerine hizmetçilik etmeleri için) hayatta bırakıyorlardı. Bunda, Rabbiniz tarafından size büyük bir imtihan vardı.

 rtfSndPly*7.155*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 155 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٥٥)
~~7.155~
وَاخْتَارَ مُوسٰى قَوْمَهُ سَبْعٖينَ رَجُلًا لِمٖيقَاتِنَا فَلَمَّا اَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ اَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَاِيَّايَ اَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَهَاءُ مِنَّا اِنْ هِىَ اِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَاءُ وَتَهْدٖى مَنْ تَشَاءُ اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرٖينَ
~ ~ ~


7.155 - Mûsâ ümmetinden yetmiş kişi seçti, onları alıp huzura getirdi. Gelenlerin bu kabul şerefiyle yetinmeyip Allah'ı açıkça görmek istemeleri üzerine, onları şiddetli bir deprem yakaladı. Mûsâ: "Ya Rabbî! dedi, dileseydin beni de bunları da daha önce imha ederdin.Şimdi bizi aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı helâk mi edeceksin?Bu sırf Senin bir imtihanından ibarettir. Dilediğini bu imtihanla şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sensin bizim Mevla'mız! Affet bizi, merhamet eyle! Sen affedenlerin en hayırlısısın!"

 rtfSndPly*7.163*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 163 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٦٣)
~~7.163~
وَسْپَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتٖى كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ اِذْ يَعْدُونَ فِى السَّبْتِ اِذْ تَاْتٖيهِمْ حٖيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَ لَا تَاْتٖيهِمْ كَذٰلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
~ ~ ~


7.163 - Bir de onlara o deniz kıyısında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor. Hani onlar sebt (cumartesi) gününün hükmüne saygısızlık edip Allah'ın koyduğu sınırı çiğniyorlardı. Şöyle ki: Sebt gününün hükmünü gözettiklerinde balıklar yanlarına akın akın geliyordu;Sebt gününün hükmüne riayet etmedikleri gün ise gelmiyordu. İşte fâsıklıkları, yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk.

 rtfSndPly*7.168*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 168 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٦٨)
~~7.168~
وَقَطَّعْنَاهُمْ فِى الْاَرْضِ اُمَمًا مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذٰلِكَ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّپَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
~ ~ ~


7.168 - Onları parça parça topluluklar halinde dünyanın her yerine dağıttık. Aralarında iyi kimseler de vardı, iyi olmayanlar da. Kötülüklerden dönüş yaparlar diye onları gâh nimetler, gâh musîbetlerle imtihan ettik.

 rtfSndPly*8.17*


-----   8 - Enfal Suresi - Ayet 17 (Mushaf Sırası: 8 - Nüzul Sırası: 88 - Alfabetik: 22)   -----

(٨.١٧)
~~8.17~
فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰى وَلِيُبْلِىَ الْمُؤْمِنٖينَ مِنْهُ بَلَاءً حَسَنًا اِنَّ اللّٰهَ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ
~ ~ ~


8.17 - Siz savaşta onları kendi kuvvetinizle öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü.(Ey Resulüm) Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve bunu, Allah müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yaptı. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitir ve bilir.

 rtfSndPly*8.28*


-----   8 - Enfal Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 8 - Nüzul Sırası: 88 - Alfabetik: 22)   -----

(٨.٢٨)
~~8.28~
وَاعْلَمُوا اَنَّمَا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاَنَّ اللّٰهَ عِنْدَهُ اَجْرٌ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


8.28 - Biliniz ki mallarınız ve evlatlarınız, sadece birer imtihan konusudur. Büyük mükâfat ise, âhirette Allah nezdindedir.

 rtfSndPly*9.126*


-----   9 - Tevbe Suresi - Ayet 126 (Mushaf Sırası: 9 - Nüzul Sırası: 113 - Alfabetik: 104)   -----

(٩.١٢٦)
~~9.126~
اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فٖى كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ
~ ~ ~


9.126 - Onlar, görmüyorlar mı ki her yıl, bir veya iki kere imtihan ediliyor,çeşitli belalara çarptırılıyorlar da yine nifaklarından dönüş yapmıyor, onlar bundan ibret de almıyorlar.

 rtfSndPly*10.85*


-----   10 - Yunus Suresi - Ayet 85 (Mushaf Sırası: 10 - Nüzul Sırası: 51 - Alfabetik: 109)   -----

(١٠.٨٥)
~~10.85~
فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ
~ ~ ~


10.85 - (85-86) Onlar da şöyle cevap verdiler: "Biz de Allah'a dayanıp güvendik. Ey Rabbimiz! Bizi o zalim kimselerin işkenceleri ile imtihan etme ve rahmetinle bizi o kâfirler güruhundan kurtar!"

 rtfSndPly*11.12*


-----   11 - Hud Suresi - Ayet 12 (Mushaf Sırası: 11 - Nüzul Sırası: 52 - Alfabetik: 38)   -----

(١١.١٢)
~~11.12~
فَلَعَلَّكَ تَارِكٌ بَعْضَ مَا يُوحٰى اِلَيْكَ وَضَائِقٌ بِهٖ صَدْرُكَ اَنْ يَقُولُوا لَوْلَا اُنْزِلَ عَلَيْهِ كَنْزٌ اَوْ جَاءَ مَعَهُ مَلَكٌ اِنَّمَا اَنْتَ نَذٖيرٌ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ وَكٖيلٌ
~ ~ ~


11.12 - İmdi, senin de muhatap olduğun imtihan icabı ey Resûlüm, o müşriklerin: "Ona bir hazine indirilse ya!" veya "beraberinde bir melek gelse ya!" demelerinden ötürü, belki de göğsün daralarak sana vahyolunanın bir kısmını terk edecek olursun. Fakat sen böyle yapmazsın ve yapma! Zira sen sadece uyaran bir elçisin. Bütün işleri düzenleyen, herkese lâyık olduğu neticeyi verecek olan ise Allah Teâlâdır.

 rtfSndPly*12.83*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 83 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٨٣)
~~12.83~
قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًا فَصَبْرٌ جَمٖيلٌ عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَاْتِيَنٖى بِهِمْ جَمٖيعًا اِنَّهُ هُوَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


12.83 - Ama babaları Yâkub: "Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir işe sürükleyip ayağınızı kaydırmıştır. Ne yapayım? Bu hale karşı sükûnet ve ümit içinde sabretmekten başka yapacak şey yok! Ümidim var ki Allah bütün kaybettiklerimi bana lütfedecektir. Çünkü O alîmdir, hakîmdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak için, bu imtihana tâbi tutmuştur)."

 rtfSndPly*12.90*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 90 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٩٠)
~~12.90~
قَالُوا ءَاِنَّكَ لَاَنْتَ يُوسُفُ قَالَ اَنَا يُوسُفُ وَهٰذَا اَخٖى قَدْ مَنَّ اللّٰهُ عَلَيْنَا اِنَّهُ مَنْ يَتَّقِ وَيَصْبِرْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُضٖيعُ اَجْرَ الْمُحْسِنٖينَ
~ ~ ~


12.90 - Aa! Sen, yoksa sen Yusuf musun? dediler. O da: "Evet ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bizi lütfuna mazhar etti. Şu kesindir ki, kim Allah'ı sayıp haramlardan sakınır, itaatlara devam ve imtihanlara sabrederse, Allah da böyle güzel hareket edenlerin mükâfatını asla zayi etmez."

 rtfSndPly*14.6*


-----   14 - İbrahim Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 14 - Nüzul Sırası: 72 - Alfabetik: 40)   -----

(١٤.٦)
~~14.6~
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ اَنْجٰیكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ اَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفٖى ذٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


14.6 - Bir vakit Mûsâ, kavmine: "Allah'ın, sizin üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın:Çünkü O sizi, size en kötü bir işkence uygulayan, doğan erkek çocuklarınızı öldürüp kızlarınızı perişan bir hayata zorlayan Firavun'un hâkimiyetinden kurtarmıştı. Gerçekten bunda, Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.

 rtfSndPly*16.92*


-----   16 - Nahl Suresi - Ayet 92 (Mushaf Sırası: 16 - Nüzul Sırası: 70 - Alfabetik: 75)   -----

(١٦.٩٢)
~~16.92~
وَلَا تَكُونُوا كَالَّتٖى نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ اَنْكَاثًا تَتَّخِذُونَ اَيْمَانَكُمْ دَخَلًا بَيْنَكُمْ اَنْ تَكُونَ اُمَّةٌ هِىَ اَرْبٰى مِنْ اُمَّةٍ اِنَّمَا يَبْلُوكُمُ اللّٰهُ بِهٖ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ مَا كُنْتُمْ فٖيهِ تَخْتَلِفُونَ
~ ~ ~


16.92 - Bir topluluk, diğer bir topluluktan sayıca, nüfuzca veya malca daha çok olduğu için,  yeminlerinizi aranızda bir aldatma ve işi bozma sebebi kılıp da ipliğini sağlamca büküp eğirdikten sonra çözen, böylece bütün emeğini boşa çıkaran ahmak kadının durumuna düşmeyin. Gerçekten Allah sizi bununla (sözünüzü yerine getirmekle veya nüfuz ve servet çokluğu ile) imtihan eder. Kıyamet günü de hakkında ihtilafa düşmüş olduğunuz şeyleri size açıklayacaktır.

 rtfSndPly*20.40*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 40 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.٤٠)
~~20.40~
اِذْ تَمْشٖى اُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ اِلٰى اُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنٖينَ فٖى اَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلٰى قَدَرٍ يَا مُوسٰى
~ ~ ~


20.40 - Kız kardeşin, denizden seni alanların yanına varıp: "Ona iyi bakacak birini size buluvereyim mi?" diyordu. Böylece seni annene kavuşturduk ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Derken sen büyüdün, bir adam öldürdün de Biz seni o sıkıntıdan kurtardık. Seni, ey Musâ, türlü türlü imtihanlarla sınayıp yetiştirdik. Bu yüzden de yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da takdirimizle, buraya geldin!

 rtfSndPly*20.90*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 90 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.٩٠)
~~20.90~
وَلَقَدْ قَالَ لَهُمْ هٰرُونُ مِنْ قَبْلُ يَا قَوْمِ اِنَّمَا فُتِنْتُمْ بِهٖ وَاِنَّ رَبَّكُمُ الرَّحْمٰنُ فَاتَّبِعُونٖى وَاَطٖيعُوا اَمْرٖی
~ ~ ~


20.90 - Doğrusu, Harun onlara, bundan önce: "Ey milletim!" dedi, "siz bu heykel ile imtihana tâbi tutuldunuz. Şu kesindir ki sizin Rabbiniz Rahman'dır (çok şefkatli ve merhametlidir). O halde beni izleyin ve emrime itaat edin!"

 rtfSndPly*21.35*


-----   21 - Enbiya Suresi - Ayet 35 (Mushaf Sırası: 21 - Nüzul Sırası: 73 - Alfabetik: 21)   -----

(٢١.٣٥)
~~21.35~
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
~ ~ ~


21.35 - Her can ölümü tadacaktır. Biz, sizi sınamak için gâh şerle, gâh hayırla imtihan ederiz. Sonunda Bizim huzurumuza getirileceksiniz.

 rtfSndPly*21.111*


-----   21 - Enbiya Suresi - Ayet 111 (Mushaf Sırası: 21 - Nüzul Sırası: 73 - Alfabetik: 21)   -----

(٢١.١١١)
~~21.111~
وَاِنْ اَدْرٖى لَعَلَّهُ فِتْنَةٌ لَكُمْ وَمَتَاعٌ اِلٰى حٖينٍ
~ ~ ~


21.111 - Ne bileyim, belki de bu mühlet sizin için bir imtihandır ve hayattan biraz daha yararlandırma için yapılan bir ertelemedir.

 rtfSndPly*22.11*


-----   22 - Hac Suresi - Ayet 11 (Mushaf Sırası: 22 - Nüzul Sırası: 103 - Alfabetik: 32)   -----

(٢٢.١١)
~~22.11~
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَعْبُدُ اللّٰهَ عَلٰى حَرْفٍ فَاِنْ اَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَاَنَّ بِهٖ وَاِنْ اَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انْقَلَبَ عَلٰى وَجْهِهٖ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةَ ذٰلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبٖينُ
~ ~ ~


22.11 - Öyle insanlar vardır ki Allah'a, sırf bir hesaba binaen, imanla küfrün arasında bir yerde ibadet eder. Şayet umduğu faydayı elde ederse onunla huzur bulup sevinir, eğer bir sıkıntı ve imtihana mâruz kalırsa yüzüstü dönüverir. Dünyayı da âhireti de kaybeder. İşte besbelli olan hüsran budur.

 rtfSndPly*22.53*


-----   22 - Hac Suresi - Ayet 53 (Mushaf Sırası: 22 - Nüzul Sırası: 103 - Alfabetik: 32)   -----

(٢٢.٥٣)
~~22.53~
لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِى الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِلَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ وَاِنَّ الظَّالِمٖينَ لَفٖى شِقَاقٍ بَعٖيدٍ
~ ~ ~


22.53 - Yine de Allah'ın bu vesveseye fırsat vermesi, şeytanın attığı vesveseyi kalplerinde bir hastalık, bir şüphe olanlar ve kalpleri katılaşanlar hakkında bir imtihan vesilesi yapmak içindir. Gerçekten, zalimler, pek derin bir muhalefet ve düşmanlık içindedirler.

 rtfSndPly*23.30*


-----   23 - Muminun Suresi - Ayet 30 (Mushaf Sırası: 23 - Nüzul Sırası: 74 - Alfabetik: 69)   -----

(٢٣.٣٠)
~~23.30~
اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ وَاِنْ كُنَّا لَمُبْتَلٖينَ
~ ~ ~


23.30 - Bunda elbette alınacak çok ibretler var. Gerçekten Biz insanları imtihan etmekteyiz.

 rtfSndPly*25.20*


-----   25 - Furkan Suresi - Ayet 20 (Mushaf Sırası: 25 - Nüzul Sırası: 42 - Alfabetik: 29)   -----

(٢٥.٢٠)
~~25.20~
وَمَا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلٖينَ اِلَّا اِنَّهُمْ لَيَاْكُلُونَ الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِى الْاَسْوَاقِ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً اَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصٖيرًا
~ ~ ~


25.20 - Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de yemek yer, çarşılarda ihtiyaçlarını temin ederlerdi. Böylece sizi birbirinizle imtihan ediyoruz: bakalım buna sabredecek misiniz, sabredemeyecek misiniz? Rabbin zaten her şeyi görmektedir.

 rtfSndPly*27.47*


-----   27 - Neml Suresi - Ayet 47 (Mushaf Sırası: 27 - Nüzul Sırası: 48 - Alfabetik: 81)   -----

(٢٧.٤٧)
~~27.47~
قَالُوا اطَّيَّرْنَا بِكَ وَبِمَنْ مَعَكَ قَالَ طَائِرُكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ تُفْتَنُونَ
~ ~ ~


27.47 - Biz dediler, "senin ve sana bağlı olanların yüzünden uğursuzluğa uğradık."Salih: "Uğursuzluk dediğiniz şey Allah katında takdir edilmiştir. Doğrusu siz imtihana tutulan bir toplumsunuz." diye cevap verdi.

 rtfSndPly*29.2*


-----   29 - Ankebut Suresi - Ayet 2 (Mushaf Sırası: 29 - Nüzul Sırası: 85 - Alfabetik: 8)   -----

(٢٩.٢)
~~29.2~
اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُوا اَنْ يَقُولُوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ
~ ~ ~


29.2 - Müminler sadece "İman ettik" demeleri sebebiyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini, imtihana tâbi tutulmayacaklarını mı zannettiler?

 rtfSndPly*29.3*


-----   29 - Ankebut Suresi - Ayet 3 (Mushaf Sırası: 29 - Nüzul Sırası: 85 - Alfabetik: 8)   -----

(٢٩.٣)
~~29.3~
وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللّٰهُ الَّذٖينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبٖينَ
~ ~ ~


29.3 - Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.

 rtfSndPly*33.11*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 11 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.١١)
~~33.11~
هُنَالِكَ ابْتُلِىَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَدٖيدًا
~ ~ ~


33.11 - İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı.

 rtfSndPly*37.106*


-----   37 - Saffat Suresi - Ayet 106 (Mushaf Sırası: 37 - Nüzul Sırası: 56 - Alfabetik: 90)   -----

(٣٧.١٠٦)
~~37.106~
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْبَلٰٶُا الْمُبٖينُ
~ ~ ~


37.106 - Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandı.

 rtfSndPly*38.24*


-----   38 - Sad Suresi - Ayet 24 (Mushaf Sırası: 38 - Nüzul Sırası: 38 - Alfabetik: 88)   -----

(٣٨.٢٤)
~~38.24~
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ اِلٰى نِعَاجِهٖ وَاِنَّ كَثٖيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغٖى بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلٖيلٌ مَا هُمْ وَظَنَّ دَاوُدُ اَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَاَنَابَ
~ ~ ~


38.24 - Dâvud: "Doğrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmiştir. Zaten malda ortak olanların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!" Davud kendisini imtihan ettiğimizi anladı, derhal Rabbinden mağfiret diledi, eğilip secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.

 rtfSndPly*39.49*


-----   39 - Zumer Suresi - Ayet 49 (Mushaf Sırası: 39 - Nüzul Sırası: 59 - Alfabetik: 114)   -----

(٣٩.٤٩)
~~39.49~
فَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ ضُرٌّ دَعَانَا ثُمَّ اِذَا خَوَّلْنَاهُ نِعْمَةً مِنَّا قَالَ اِنَّمَا اُوتٖيتُهُ عَلٰى عِلْمٍ بَلْ هِىَ فِتْنَةٌ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
~ ~ ~


39.49 - İnsanın başı derde girdi mi Biz'e yalvarır, ama sonra ona tarafımızdan nimet verince: "Ben bilgi ve becerim sayesinde bu serveti elde ettim" der. Hayır! Bu bir imtihandır, ama çokları bunu anlamazlar.

 rtfSndPly*44.17*


-----   44 - Duhan Suresi - Ayet 17 (Mushaf Sırası: 44 - Nüzul Sırası: 64 - Alfabetik: 19)   -----

(٤٤.١٧)
~~44.17~
وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَاءَهُمْ رَسُولٌ كَرٖيمٌ
~ ~ ~


44.17 - (17-18) Biz onlardan önce Firavun'un halkını da imtihan ettik, onlara da pek değerli bir resul gelip demişti ki: "Ey Allah'ın kulları, benim hakkımı verin, yani tebliğimi dinleyin; çünkü ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.

 rtfSndPly*44.18*


-----   44 - Duhan Suresi - Ayet 18 (Mushaf Sırası: 44 - Nüzul Sırası: 64 - Alfabetik: 19)   -----

(٤٤.١٨)
~~44.18~
اَنْ اَدُّوا اِلَیَّ عِبَادَ اللّٰهِ اِنّٖى لَكُمْ رَسُولٌ اَمٖينٌ
~ ~ ~


44.18 - (17-18) Biz onlardan önce Firavun'un halkını da imtihan ettik, onlara da pek değerli bir resul gelip demişti ki: "Ey Allah'ın kulları, benim hakkımı verin, yani tebliğimi dinleyin; çünkü ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.

 rtfSndPly*47.31*


-----   47 - Muhammed Suresi - Ayet 31 (Mushaf Sırası: 47 - Nüzul Sırası: 95 - Alfabetik: 66)   -----

(٤٧.٣١)
~~47.31~
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدٖينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِرٖينَ وَنَبْلُوَا اَخْبَارَكُمْ
~ ~ ~


47.31 - Sizi mutlaka imtihan edeceğiz, ta ki içinizden mücahede edenleri, sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaracak ve gösterdiğiniz yararlılıkları imtihan meydanlarında örnek göstereceğiz.

 rtfSndPly*49.3*


-----   49 - Hucurat Suresi - Ayet 3 (Mushaf Sırası: 49 - Nüzul Sırası: 106 - Alfabetik: 37)   -----

(٤٩.٣)
~~49.3~
اِنَّ الَّذٖينَ يَغُضُّونَ اَصْوَاتَهُمْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ اُولٰئِكَ الَّذٖينَ امْتَحَنَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوٰى لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَاَجْرٌ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


49.3 - Peygamberin huzurunda seslerini ayarlayanlar var ya, işte Allah, içindeki takvâyı ortaya çıkarmak için onların kalplerini sınamış ve onlar bu imtihanı başarmışlardır. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 rtfSndPly*54.27*


-----   54 - Kamer Suresi - Ayet 27 (Mushaf Sırası: 54 - Nüzul Sırası: 37 - Alfabetik: 51)   -----

(٥٤.٢٧)
~~54.27~
اِنَّا مُرْسِلُوا النَّاقَةِ فِتْنَةً لَهُمْ فَارْتَقِبْهُمْ وَاصْطَبِرْ
~ ~ ~


54.27 - Biz imtihan etmek için onlara bir deve göndereceğiz. Şimdi sen onların ne yapacağını bekle ve eziyetlerine sabret.

 rtfSndPly*60.10*


-----   60 - Mumtehine Suresi - Ayet 10 (Mushaf Sırası: 60 - Nüzul Sırası: 91 - Alfabetik: 70)   -----

(٦٠.١٠)
~~60.10~
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اِذَا جَاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِاٖيمَانِهِنَّ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَاٰتُوهُمْ مَا اَنْفَقُوا وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْپَلُوا مَا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْپَلُوا مَا اَنْفَقُوا ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
~ ~ ~


60.10 - Ey iman edenler! Mümin hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mümin olduklarını anlarsanız, artık onları kâfirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kâfir kocalarına, kâfir kocaları da bu hanımlara helal olmazlar. Bununla beraber kocalarına da vermiş oldukları mehirleri, siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara harcadığınız mehri, varacakları kâfir kocalarından isteyin. Kâfirler de İslama girip sizinle evlenen eşlerine sarfetmiş oldukları mehri sizden geri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Zira Allah her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

 rtfSndPly*64.15*


-----   64 - Tegabun Suresi - Ayet 15 (Mushaf Sırası: 64 - Nüzul Sırası: 108 - Alfabetik: 101)   -----

(٦٤.١٥)
~~64.15~
اِنَّمَا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ اَجْرٌ عَظٖيمٌ
~ ~ ~


64.15 - Mallarınız, evlatlarınız, sizin için sadece bir imtihandır. Asıl büyük mükâfat ve mutluluk ise Allah nezdindedir.

 rtfSndPly*72.17*


-----   72 - Cin Suresi - Ayet 17 (Mushaf Sırası: 72 - Nüzul Sırası: 40 - Alfabetik: 16)   -----

(٧٢.١٧)
~~72.17~
لِنَفْتِنَهُمْ فٖيهِ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهٖ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًا
~ ~ ~


72.17 - Bu nimetimiz onları imtihan etmek içindir. Kim Rabbini hatırlamaktan yüz çevirirse Allah onu gitgide artan çetin bir azaba sokar.

 rtfSndPly*74.31*


-----   74 - Muddessir Suresi - Ayet 31 (Mushaf Sırası: 74 - Nüzul Sırası: 4 - Alfabetik: 65)   -----

(٧٤.٣١)
~~74.31~
وَمَا جَعَلْنَا اَصْحَابَ النَّارِ اِلَّا مَلٰئِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ اِلَّا فِتْنَةً لِلَّذٖينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا اٖيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًا كَذٰلِكَ يُضِلُّ اللّٰهُ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ اِلَّا هُوَ وَمَا هِىَ اِلَّا ذِكْرٰى لِلْبَشَرِ
~ ~ ~


74.31 - Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kâfirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakîn sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü'minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kâfirler de neticede: "Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?" desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden âyetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir.

 rtfSndPly*90.4*


-----   90 - Beled Suresi - Ayet 4 (Mushaf Sırası: 90 - Nüzul Sırası: 35 - Alfabetik: 12)   -----

(٩٠.٤)
~~90.4~
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ فٖى كَبَدٍ
~ ~ ~


90.4 - Biz insanı, imtihan ve çile yüklü bir hayata gönderdik.

rtfSelectedTabRef*25*11*11*89.16:15~3*(11) deneme*(11) deneme*1*100*genelAramaLatin*11*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*11*rtfBulunanSayi


-----   3 - Ali_İmran Suresi - Ayet 152 (Mushaf Sırası: 3 - Nüzul Sırası: 89 - Alfabetik: 7)   -----

(٣.١٥٢)
~~3.152~
وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّٰهُ وَعْدَهُ اِذْ تَحُسُّونَهُمْ بِاِذْنِهٖ حَتّٰى اِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِى الْاَمْرِ وَعَصَيْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَا اَرٰيكُمْ مَا تُحِبُّونَ مِنْكُمْ مَنْ يُرٖيدُ الدُّنْيَا وَمِنْكُمْ مَنْ يُرٖيدُ الْاٰخِرَةَ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْ وَلَقَدْ عَفَا عَنْكُمْ وَاللّٰهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ
~ ~ ~


3.152 - Allah size yaptığı yardım vaadini gerçekleştirdi:  O'nun izni ile o düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Allah'ın, size arzuladığınız galibiyeti göstermesine kadar, böylece bu vaad yerine geldi. Ama sonra siz isyan ettiniz, verilen emir hakkında çekiştiniz, yılgınlık gösterdiniz.  O esnada kiminiz dünya menfaatini istiyordu, kiminiz âhiret mükâfatını.  Sonra Allah sizi denemek için, onlara karşı size verdiği desteği geri çekti, bozguna uğradınız. Bununla beraber sizin kusurlarınızı bağışladı da! Zaten Allah müminlere bol lütuf ve inayet sahibidir.

 rtfSndPly*6.165*


-----   6 - Enam Suresi - Ayet 165 (Mushaf Sırası: 6 - Nüzul Sırası: 55 - Alfabetik: 20)   -----

(٦.١٦٥)
~~6.165~
وَهُوَ الَّذٖى جَعَلَكُمْ خَلَائِفَ الْاَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ فٖى مَا اٰتٰیكُمْ اِنَّ رَبَّكَ سَرٖيعُ الْعِقَابِ وَاِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحٖيمٌ
~ ~ ~


6.165 - O'dur ki sizi dünyada halifeler yapmış ve verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Muhakkak ki Rabbin, cezalandırmayı dilediğinde işi çarçabuk bitirir ve muhakkak O gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur).

 rtfSndPly*17.60*


-----   17 - İsra Suresi - Ayet 60 (Mushaf Sırası: 17 - Nüzul Sırası: 50 - Alfabetik: 46)   -----

(١٧.٦٠)
~~17.60~
وَاِذْ قُلْنَا لَكَ اِنَّ رَبَّكَ اَحَاطَ بِالنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا الرُّءْيَا الَّتٖى اَرَيْنَاكَ اِلَّا فِتْنَةً لِلنَّاسِ وَالشَّجَرَةَ الْمَلْعُونَةَ فِى الْقُرْاٰنِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزٖيدُهُمْ اِلَّا طُغْيَانًا كَبٖيرًا
~ ~ ~


17.60 - Unutma ki vaktiyle sana: "Rabbin insanları ilim ve kudretiyle kuşatmıştır." demiştik. Gerek miraçta sana gösterdiğimiz temaşayı, gerek Kur'ân'da lânetlenen ve cehennemin dibinde biten o zakkum ağacını, sırf insanları deneme vesilesi kıldık. Biz onları tehdit ediyoruz da bu, onların azgınlığını artırmaktan başka bir işe yaramıyor.

 rtfSndPly*20.131*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 131 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.١٣١)
~~20.131~
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ اِلٰى مَا مَتَّعْنَا بِهٖ اَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فٖيهِ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَاَبْقٰى
~ ~ ~


20.131 - Onlardan bazı zümrelere, sırf kendilerini denemek için verdiğimiz dünya hayatının süslerine gözünü dikme! Rabbinin sana verdiği nimet, hem daha hayırlı ve değerli, hem de daha devamlıdır.

 rtfSndPly*38.34*


-----   38 - Sad Suresi - Ayet 34 (Mushaf Sırası: 38 - Nüzul Sırası: 38 - Alfabetik: 88)   -----

(٣٨.٣٤)
~~38.34~
وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمٰنَ وَاَلْقَيْنَا عَلٰى كُرْسِيِّهِ جَسَدًا ثُمَّ اَنَابَ
~ ~ ~


38.34 - Biz Süleyman'ı denemeye tâbi tuttuk ve tahtının üzerine bir cesed bıraktık. Sonra o, Allah'a sığınıp tekrar tahtına döndü.

 rtfSndPly*47.4*


-----   47 - Muhammed Suresi - Ayet 4 (Mushaf Sırası: 47 - Nüzul Sırası: 95 - Alfabetik: 66)   -----

(٤٧.٤)
~~47.4~
فَاِذَا لَقٖيتُمُ الَّذٖينَ كَفَرُوا فَضَرْبَ الرِّقَابِ حَتّٰى اِذَا اَثْخَنْتُمُوهُمْ فَشُدُّوا الْوَثَاقَ فَاِمَّا مَنًّا بَعْدُ وَاِمَّا فِدَاءً حَتّٰى تَضَعَ الْحَرْبُ اَوْزَارَهَا ذٰلِكَ وَلَوْ يَشَاءُ اللّٰهُ لَانْتَصَرَ مِنْهُمْ وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَا بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ وَالَّذٖينَ قُتِلُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَلَنْ يُضِلَّ اَعْمَالَهُمْ
~ ~ ~


47.4 - İmdi kâfirlerle savaşta karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onları iyice mağlub edince, işi sağlama bağlayın, onları esir alın. Savaş bitince onları ister lütuf olarak karşılıksız salıverir, ister fidye alarak bırakırsınız. Durum şu ki: Allah dileseydi, onlardan intikamınızı alır, onları cezalandırırdı. Fakat O, sizi birbirinizle denemek için savaşı emrediyor. Allah yolunda öldürülenler var ya, Allah onların yaptıklarını asla zayi etmeyecek, boşa çıkarmayacaktır.

 rtfSndPly*60.5*


-----   60 - Mumtehine Suresi - Ayet 5 (Mushaf Sırası: 60 - Nüzul Sırası: 91 - Alfabetik: 70)   -----

(٦٠.٥)
~~60.5~
رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذٖينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


60.5 - Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi. Çünkü Sen azîz ve hakîmsin (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibisin).

 rtfSndPly*67.2*


-----   67 - Mulk Suresi - Ayet 2 (Mushaf Sırası: 67 - Nüzul Sırası: 77 - Alfabetik: 67)   -----

(٦٧.٢)
~~67.2~
اَلَّذٖى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْغَفُورُ
~ ~ ~


67.2 - Hanginizin daha güzel iş ortaya koyacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O azîzdir, gafurdur (üstün kudret sahibidir, affı ve mağfireti boldur).

 rtfSndPly*76.2*


-----   76 - İnsan Suresi - Ayet 2 (Mushaf Sırası: 76 - Nüzul Sırası: 98 - Alfabetik: 43)   -----

(٧٦.٢)
~~76.2~
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍ نَبْتَلٖيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمٖيعًا بَصٖيرًا
~ ~ ~


76.2 - Biz insanı katışık bir meniden yarattık. Onu denemek istiyoruz; bu sebeple de kendisini işiten ve gören bir varlık yaptık.

 rtfSndPly*89.15*


-----   89 - Fecr Suresi - Ayet 15 (Mushaf Sırası: 89 - Nüzul Sırası: 10 - Alfabetik: 25)   -----

(٨٩.١٥)
~~89.15~
فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰیهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبّٖى اَكْرَمَنِ
~ ~ ~


89.15 - Rabbi, insanı denemek için ona değer verip, nimetlere gark edince o: "Rabbim hakkım olan ikramı yaptı." der.

 rtfSndPly*89.16*


-----   89 - Fecr Suresi - Ayet 16 (Mushaf Sırası: 89 - Nüzul Sırası: 10 - Alfabetik: 25)   -----

(٨٩.١٦)
~~89.16~
وَاَمَّا اِذَا مَا ابْتَلٰیهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبّٖى اَهَانَنِ
~ ~ ~


89.16 - Ama yine denemek için nasibini daraltınca O: "Rabbim beni zelil, perişan etti!" der.

-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 155 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.١٥٥)
~~2.155~
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَىْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرٖينَ
~ ~ ~

2.155 - Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!