9 Temmuz 2016 Cumartesi

Kuran-ı Kerimde Anne-Baba

rtfSelectedTabRef*2*96*96*96.7:15~11*(117) anne*Menüyü görmek için sağ tıklayın*1*100*genelAramaLatin*117*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*96*rtfBulunanSayi

Kuran-ı Kerimde Anne-Baba ile ilgili ayetler aşağıda yer almaktadır. Sure ismi ve ayet numarası ile birlikte ayetlerinin hem Arapçasına, hem de mealine yer verilmiştir.

Bakara Suresi - Ayet 83
(٢.٨٣) ~~2.83~
وَاِذْ اَخَذْنَا مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ لَا تَعْبُدُونَ اِلَّا اللّٰهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَذِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ اِلَّا قَلٖيلًا مِنْكُمْ وَاَنْتُمْ مُعْرِضُونَ
~ ~ ~


2.83 - Bir vakit İsrailoğullarından söz alıp: "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin!  Anneye babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara güzel muamele edin, İnsanlara tatlı söz söyleyin, namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin!" demiştik. Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmektesiniz.

 rtfSndPly*2.180*


Bakara Suresi - Ayet 180
(٢.١٨٠) ~~2.180~
كُتِبَ عَلَيْكُمْ اِذَا حَضَرَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ اِنْ تَرَكَ خَيْرًا اَلْوَصِيَّةُ لِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَ بِالْمَعْرُوفِ حَقًّا عَلَى الْمُتَّقٖينَ
~ ~ ~


2.180 - Sizden öleceğini hisseden herhangi biriniz, geriye mal bırakacaksa; Annesi, babası ve akrabaları için, münasip bir tarzda vasiyet etmesi size farz kılındı. Bu, haksızlık yapmaktan korunan takvâlılar üzerine borçtur.

 rtfSndPly*2.215*


Bakara Suresi - Ayet 215

(٢.٢١٥) ~~2.215~
يَسْپَلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَ قُلْ مَا اَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَ وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَابْنِ السَّبٖيلِ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلٖيمٌ
~ ~ ~


2.215 - Sana Allah yolunda kimlere ve ne harcayacaklarını sorarlar. De ki: İnfak edeceğiniz mal anne baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış gariplere verilmelidir. Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah muhakkak onu bilir.

 rtfSndPly*2.233*


-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 233 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.٢٣٣)
~~2.233~
وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ اَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ اَرَادَ اَنْ يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعَلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ اِلَّا وُسْعَهَا لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهٖ وَعَلَى الْوَارِثِ مِثْلُ ذٰلِكَ فَاِنْ اَرَادَا فِصَالًا عَنْ تَرَاضٍ مِنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَاِنْ اَرَدْتُمْ اَنْ تَسْتَرْضِعُوا اَوْلَادَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اِذَا سَلَّمْتُمْ مَا اٰتَيْتُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
~ ~ ~


2.233 - Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu, emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir. Annelerin, münasip şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir. Hiçbir kimse takatinin dışında bir görevle yükümlü tutulmaz. Çocuk yüzünden ne annesi, ne de babası zarar görmemelidir. Bu yükümlülük, babanın varisine de düşer. Fakat anne baba aralarında görüşüp anlaşmaya vararak, iki yıldan önce, çocuklarını sütten kesmek isterlerse, kendilerine bir vebal yoktur. Şayet çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz,  Kendilerine vereceğiniz ücreti münasip tarzda ödemek şartı ile, bunda da size vebal yoktur.  Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.

 rtfSndPly*3.6*


-----   3 - Ali_İmran Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 3 - Nüzul Sırası: 89 - Alfabetik: 7)   -----

(٣.٦)
~~3.6~
هُوَ الَّذٖى يُصَوِّرُكُمْ فِى الْاَرْحَامِ كَيْفَ يَشَاءُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


3.6 - O'dur ki annelerinizin rahimlerinde size dilediği şekli verir. O'ndan başka tanrı yoktur. azîzdir, hakîmdir. (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

 rtfSndPly*4.7*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 7 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.٧)
~~4.7~
لِلرِّجَالِ نَصٖيبٌ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْاَقْرَبُونَ وَلِلنِّسَاءِ نَصٖيبٌ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْاَقْرَبُونَ مِمَّا قَلَّ مِنْهُ اَوْ كَثُرَ نَصٖيبًا مَفْرُوضًا
~ ~ ~


4.7 - Anne baba ile yakın akrabanın terikelerinde erkeklere hisse bulunduğu gibi, anne baba ile yakın akrabanın terikelerinde kadınlara -azından da çoğundan da- farz olarak belirlenmiş hisseler vardır.

 rtfSndPly*4.11*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 11 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.١١)
~~4.11~
يُوصٖيكُمُ اللّٰهُ فٖى اَوْلَادِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْاُنْثَيَيْنِ فَاِنْ كُنَّ نِسَاءً فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ وَاِنْ كَانَتْ وَاحِدَةً فَلَهَا النِّصْفُ وَلِاَبَوَيْهِ لِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ اِنْ كَانَ لَهُ وَلَدٌ فَاِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُ اَبَوَاهُ فَلِاُمِّهِ الثُّلُثُ فَاِنْ كَانَ لَهُ اِخْوَةٌ فَلِاُمِّهِ السُّدُسُ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٖى بِهَا اَوْ دَيْنٍ اٰبَاؤُكُمْ وَاَبْنَاؤُكُمْ لَا تَدْرُونَ اَيُّهُمْ اَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعًا فَرٖيضَةً مِنَ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلٖيمًا حَكٖيمًا
~ ~ ~


4.11 - Miras konusunda, Allah çocuklarınız hakkında şöyle emreder: Erkeğin hakkı, kadının hissesinin iki mislidir. Şayet kadınların sayısı ikiden fazla ise onlar terikenin üçte ikisini alırlar. Eğer kız evlat tek ise terikenin yarısını alır. Anne babaya gelince, ölenin çocuğu varsa, onun terikesinden her birine altıda bir hisse vardır. Eğer çocuğu yoksa ve kendisine ana babası vâris oluyorsa annesine üçte bir hisse vardır. Şayet ölenin kardeşleri varsa, ölenin yaptığı vasiyetin ifasından ve borcunun ödenmesinden sonra annenin hissesi altıda birdir. Anne babanız ile evlatlarınızdan hangisinin size daha faydalı olacağını siz bilemezsiniz. Bunlar Allah'ın koyduğu farzlardır. Allah muhakkak ki alîm ve hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir).

 rtfSndPly*4.12*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 12 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.١٢)
~~4.12~
وَلَكُمْ نِصْفُ مَا تَرَكَ اَزْوَاجُكُمْ اِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُنَّ وَلَدٌ فَاِنْ كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٖينَ بِهَا اَوْ دَيْنٍ وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْتُمْ اِنْ لَمْ يَكُنْ لَكُمْ وَلَدٌ فَاِنْ كَانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ تُوصُونَ بِهَا اَوْ دَيْنٍ وَاِنْ كَانَ رَجُلٌ يُورَثُ كَلَالَةً اَوِ امْرَاَةٌ وَلَهُ اَخٌ اَوْ اُخْتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ فَاِنْ كَانُوا اَكْثَرَ مِنْ ذٰلِكَ فَهُمْ شُرَكَاءُ فِى الثُّلُثِ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٰى بِهَا اَوْ دَيْنٍ غَيْرَ مُضَارٍّ وَصِيَّةً مِنَ اللّٰهِ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَلٖيمٌ
~ ~ ~


4.12 - Eşlerinizin çocukları yoksa terikelerinin yarısı siz kocalarındır. Eğer çocukları varsa dörtte biri size aittir. Bütün bunlar, yaptığı vasiyetin ve üzerindeki borcun ifasından sonradır. Sizin de çocuğunuz yoksa terikenizin dörtte biri eşlerinizindir. Eğer çocuğunuz varsa terikenizin sekizde biri onlara aittir. Bunlar da yapacağınız vasiyetin ve borcunuzun ödenmesinden sonradır. Eğer miras bırakan erkek veya kadın, çocuğu ve anne babası olmayan bir kimse olur ve onun erkek veya kız kardeşi de bulunursa, bunlardan her birinin hissesi altıda birdir. Şayet onların sayısı daha fazla ise, o takdirde onlar üçte bir hisseye ortak olurlar. Bu da yapılan vasiyet ve borcun ödenmesinden sonradır. Bütün bunlar, vârisler zarara uğratılmaksızın yapılacaktır. Bu, Allah tarafından size bir buyruktur. Allah alîm ve halîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, cezalandırmada aceleci değildir).

 rtfSndPly*4.23*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.٢٣)
~~4.23~
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ اُمَّهَاتُكُمْ وَبَنَاتُكُمْ وَاَخَوَاتُكُمْ وَعَمَّاتُكُمْ وَخَالَاتُكُمْ وَبَنَاتُ الْاَخِ وَبَنَاتُ الْاُخْتِ وَاُمَّهَاتُكُمُ الّٰتٖى اَرْضَعْنَكُمْ وَاَخَوَاتُكُمْ مِنَ الرَّضَاعَةِ وَاُمَّهَاتُ نِسَائِكُمْ وَرَبَائِبُكُمُ الّٰتٖى فٖى حُجُورِكُمْ مِنْ نِسَائِكُمُ الّٰتٖى دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَاِنْ لَمْ تَكُونُوا دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ وَحَلَائِلُ اَبْنَائِكُمُ الَّذٖينَ مِنْ اَصْلَابِكُمْ وَاَنْ تَجْمَعُوا بَيْنَ الْاُخْتَيْنِ اِلَّا مَا قَدْ سَلَفَ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ غَفُورًا رَحٖيمًا
~ ~ ~


4.23 - Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de haram kılındı. Ancak daha önce geçen geçmiştir. Çünkü Allah gafur ve rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).

 rtfSndPly*4.33*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 33 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.٣٣)
~~4.33~
وَلِكُلٍّ جَعَلْنَا مَوَالِىَ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْاَقْرَبُونَ وَالَّذٖينَ عَقَدَتْ اَيْمَانُكُمْ فَاٰتُوهُمْ نَصٖيبَهُمْ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ شَهٖيدًا
~ ~ ~


4.33 - Anne ve babanın ve diğer akrabaların ölümlerinden sonra bırakacakları her terike için vârisler belirledik. Yemin akdinin sizi bağladığı kimselere de paylarını verin. Muhakkak ki Allah her şeye şahittir.

 rtfSndPly*4.36*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 36 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.٣٦)
~~4.36~
وَاعْبُدُوا اللّٰهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهٖ شَيْپًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَبِذِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَالْجَارِ ذِى الْقُرْبٰى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبٖيلِ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا
~ ~ ~


4.36 - Yalnız Allah'a ibadet edip O'na hiçbir şeyi şerik yapmayın. Anneye, babaya, akrabalara, yetimlere, fakirlere, yakın komşulara, uzak komşulara, yol arkadaşına, garip ve yolculara, ellerinizin altındaki (köle, cariye, hizmetçi, işçi) lere de güzel muamele edin. Bilin ki Allah kendini beğenen ve övünüp duran kimseleri sevmez.

 rtfSndPly*4.135*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 135 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.١٣٥)
~~4.135~
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاءَ لِلّٰهِ وَلَوْ عَلٰى اَنْفُسِكُمْ اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَ اِنْ يَكُنْ غَنِيًّا اَوْ فَقٖيرًا فَاللّٰهُ اَوْلٰى بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰى اَنْ تَعْدِلُوا وَاِنْ تَلْوُا اَوْ تُعْرِضُوا فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبٖيرًا
~ ~ ~


4.135 - Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin. Allah için şahitlik eden insanlar olun. Bu hükmünüz ve şahitliğiniz isterse bizzat kendiniz, anneniz, babanız ve yakın akrabalarınız aleyhinde olsun. İsterse onlar zengin veya fakir bulunsun; çünkü Allah her ikisine de sizden daha yakındır. Onun için, sakın nefsinizin arzusuna uyarak adaletten ayrılmayın. Eğer dilinizi eğip bükerek gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün şahitlikten kaçarsanız, iyi bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

 rtfSndPly*5.17*


-----   5 - Maide Suresi - Ayet 17 (Mushaf Sırası: 5 - Nüzul Sırası: 112 - Alfabetik: 60)   -----

(٥.١٧)
~~5.17~
لَقَدْ كَفَرَ الَّذٖينَ قَالُوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَسٖيحُ ابْنُ مَرْيَمَ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللّٰهِ شَيْپًا اِنْ اَرَادَ اَنْ يُهْلِكَ الْمَسٖيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُ وَمَنْ فِى الْاَرْضِ جَمٖيعًا وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ
~ ~ ~


5.17 - Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir diyenler kesinlikle kâfir olmuşlardır. De ki: "Eğer Allah Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve dünyada bulunanların hepsini imha etmek istese, O'na karşı kimin elinden bir şey gelir? Kim O'nu engelleyebilir? Doğrusu göklerin, yerin ve ikisi arasında olan bütün varlıkların hakimiyeti Allah'a aittir. O dilediğini yaratır. Allah her şeye kadirdir.

 rtfSndPly*5.75*


-----   5 - Maide Suresi - Ayet 75 (Mushaf Sırası: 5 - Nüzul Sırası: 112 - Alfabetik: 60)   -----

(٥.٧٥)
~~5.75~
مَا الْمَسٖيحُ ابْنُ مَرْيَمَ اِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ وَاُمُّهُ صِدّٖيقَةٌ كَانَا يَاْكُلَانِ الطَّعَامَ اُنْظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ انْظُرْ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ
~ ~ ~


5.75 - Meryem oğlu Îsâ Mesih sadece bir Resuldür. Nitekim ondan önce de bir çok elçi gelip geçmiştir. Onun annesi de çok dürüst, son derece iffetli bir hanımdı. Her ikisi de diğer insanlar gibi yemek yerlerdi. Dikkat et: Biz onlara delilleri nasıl açıklıyoruz. Sonra bak nasıl oluyor da akılları çelinip bu hakikatlerden vazgeçiyorlar!

 rtfSndPly*5.110*


-----   5 - Maide Suresi - Ayet 110 (Mushaf Sırası: 5 - Nüzul Sırası: 112 - Alfabetik: 60)   -----

(٥.١١٠)
~~5.110~
اِذْ قَالَ اللّٰهُ يَا عٖيسَى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتٖى عَلَيْكَ وَعَلٰى وَالِدَتِكَ اِذْ اَيَّدْتُكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِى الْمَهْدِ وَكَهْلًا وَاِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرٰیةَ وَالْاِنْجٖيلَ وَاِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطّٖينِ كَهَيْپَةِ الطَّيْرِ بِاِذْنٖى فَتَنْفُخُ فٖيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِاِذْنٖى وَتُبْرِئُ الْاَكْمَهَ وَالْاَبْرَصَ بِاِذْنٖى وَاِذْ تُخْرِجُ الْمَوْتٰى بِاِذْنٖى وَاِذْ كَفَفْتُ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ عَنْكَ اِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ اِنْ هٰذَا اِلَّا سِحْرٌ مُبٖينٌ
~ ~ ~


5.110 - Allah o gün buyuracak ki: "İsa! Hem senin, hem annenin üzerinizdeki nimetimi iyi düşün! Düşün ki: Ben Seni Ruhu'l-kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun. Ben sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Sen, Ben'im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da Ben'im iznimle kuş oluveriyordu. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle anadan doğma âmanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle ölüleri kabirden diri olarak çıkarıyordun. Hani Ben İsrailoğullarının şerlerini (öldürme kasıtlarını) senden defetmiştim. Kendilerine apaçık deliller, mûcizeler getirdiğin zaman da onların kâfirleri: "Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil!" demişlerdi.

 rtfSndPly*5.116*


-----   5 - Maide Suresi - Ayet 116 (Mushaf Sırası: 5 - Nüzul Sırası: 112 - Alfabetik: 60)   -----

(٥.١١٦)
~~5.116~
وَاِذْ قَالَ اللّٰهُ يَا عٖيسَى ابْنَ مَرْيَمَ ءَاَنْتَ قُلْتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونٖى وَاُمِّىَ اِلٰهَيْنِ مِنْ دُونِ اللّٰهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لٖى اَنْ اَقُولَ مَا لَيْسَ لٖى بِحَقٍّ اِنْ كُنْتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فٖى نَفْسٖى وَلَا اَعْلَمُ مَا فٖى نَفْسِكَ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ
~ ~ ~


5.116 - (116-118) Hem Allah Teâlâ: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin." "Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin."

 rtfSndPly*6.151*


-----   6 - Enam Suresi - Ayet 151 (Mushaf Sırası: 6 - Nüzul Sırası: 55 - Alfabetik: 20)   -----

(٦.١٥١)
~~6.151~
قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِهٖ شَيْپًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَلَا تَقْتُلُوا اَوْلَادَكُمْ مِنْ اِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَاِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتٖى حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّ ذٰلِكُمْ وَصّٰیكُمْ بِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
~ ~ ~


6.151 - De ki: "Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını ben okuyup açıklayayım:O'na hiçbir şeyi ortak yapmayın, anneye babaya iyi davranın, fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin, çünkü sizin de onların da rızkını veren Biz'iz. Kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte aklınızı kullanırsınız diye Allah size bunları emrediyor.

 rtfSndPly*7.27*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 27 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.٢٧)
~~7.27~
يَا بَنٖى اٰدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا اَخْرَجَ اَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ يَنْزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْاٰتِهِمَا اِنَّهُ يَرٰیكُمْ هُوَ وَقَبٖيلُهُ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ اِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطٖينَ اَوْلِيَاءَ لِلَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ
~ ~ ~


7.27 - Ey Âdem'in evlatları! Şeytan, edep yerlerini açığa çıkarmak için, annenizle babanızı -üzerlerindeki takvâ elbiselerini çıkarttırmak sûretiyle- cennetten  uzaklaştırdığı gibi, sakın sizi de belaya uğratmasın. Çünkü o da, askerleri de sizin kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden sizi görürler. Doğrusu Biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları yapmışızdır.

 rtfSndPly*7.150*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 150 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٥٠)
~~7.150~
وَلَمَّا رَجَعَ مُوسٰى اِلٰى قَوْمِهٖ غَضْبَانَ اَسِفًا قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونٖى مِنْ بَعْدٖى اَعَجِلْتُمْ اَمْرَ رَبِّكُمْ وَاَلْقَى الْاَلْوَاحَ وَاَخَذَ بِرَاْسِ اَخٖيهِ يَجُرُّهُ اِلَيْهِ قَالَ ابْنَ اُمَّ اِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونٖى وَكَادُوا يَقْتُلُونَنٖى فَلَا تُشْمِتْ بِىَ الْاَعْدَاءَ وَلَا تَجْعَلْنٖى مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ
~ ~ ~


7.150 - Mûsâ pek öfkeli ve üzgün olarak halkına dönünce:"Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız! Rabbinizin emrini çarçabuk terk mi ettiniz!" dedi ve... levhaları yere bırakıverdi. Kardeşini başından tutup, kendisine doğru çekmeye başladı. Harun ise ona: "Ey annemin oğlu!" dedi: "İnan ki bu millet beni fena halde hırpaladı, nerdeyse beni linç edip öldüreceklerdi. Ne olur, düşmanlarımı üstüme güldürme, beni bu zalim milletle bir tutma!"

 rtfSndPly*7.190*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 190 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٩٠)
~~7.190~
فَلَمَّا اٰتٰیهُمَا صَالِحًا جَعَلَا لَهُ شُرَكَاءَ فٖيمَا اٰتٰیهُمَا فَتَعَالَى اللّٰهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
~ ~ ~


7.190 - Fakat Allah kendilerine kusursuz bir çocuk verince, annesi de babası da ölçüyü kaçırıp verdiği çocuk sebebiyle şirke bulaştılar. Tuttular, Allah'a birtakım şerikler yakıştırdılar. Halbuki Allah onların yakıştırdıkları her türlü ortaktan münezzehtir.
 rtfSndPly*12.99*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 99 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٩٩)
~~12.99~
فَلَمَّا دَخَلُوا عَلٰى يُوسُفَ اٰوٰى اِلَيْهِ اَبَوَيْهِ وَقَالَ ادْخُلُوا مِصْرَ اِنْ شَاءَ اللّٰهُ اٰمِنٖينَ
~ ~ ~


12.99 - Yâkub ailesi Mısır'a gelip Yusuf'un yanına girdiklerinde Yusuf, annesi ile babasını kucakladı ve: "Allah'ın izniyle Mısır'a güven ve huzur içinde girin." dedi.

 rtfSndPly*12.100*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 100 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.١٠٠)
~~12.100~
وَرَفَعَ اَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا اَبَتِ هٰذَا تَاْوٖيلُ رُءْيَایَ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبّٖى حَقًّا وَقَدْ اَحْسَنَ بٖى اِذْ اَخْرَجَنٖى مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ اَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنٖى وَبَيْنَ اِخْوَتٖى اِنَّ رَبّٖى لَطٖيفٌ لِمَا يَشَاءُ اِنَّهُ هُوَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


12.100 - Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun önünde saygı ile eğildiler. Yusuf: "Babacığım! dedi, işte küçükken gördüğüm rüyanın tabiri! Rabbim o rüyayı gerçekleştirdi. O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latifdir (dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir). Şüphesiz O alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir)"

 rtfSndPly*14.41*


-----   14 - İbrahim Suresi - Ayet 41 (Mushaf Sırası: 14 - Nüzul Sırası: 72 - Alfabetik: 40)   -----

(١٤.٤١)
~~14.41~
رَبَّنَا اغْفِرْ لٖى وَلِوَالِدَیَّ وَلِلْمُؤْمِنٖينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
~ ~ ~


14.41 - Ey Rabbimiz! Beni, annemi, babamı ve bütün müminleri kıyamet günü affeyle.

 rtfSndPly*17.23*


-----   17 - İsra Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 17 - Nüzul Sırası: 50 - Alfabetik: 46)   -----

(١٧.٢٣)
~~17.23~
وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوا اِلَّا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرٖيمًا
~ ~ ~


17.23 - Rabbin şöyle buyurdu: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Anneye ve babaya güzel muamele edin. Şayet onlardan her ikisi veya birisi yaşlanmış olarak senin yanında bulunursa sakın onlara hizmetten yüksünme, "öff!" bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle.

 rtfSndPly*17.25*

 -----   17 - İsra Suresi - Ayet 24 (Mushaf Sırası: 17 - Nüzul Sırası: 50 - Alfabetik: 46)   -----

(١٧.٢٤)
~~17.24~
وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانٖى صَغٖيرًا
~ ~ ~

17.24 - Şefkatle, tevazu ile onlara kol kanat ger ve şöyle dua et: "Ya Rabbî, onlar küçüklüğümde nasıl beni ihtimamla yetiştirdilerse, ona mükâfat olarak Sen de onlara merhamet buyur!"

-----   17 - İsra Suresi - Ayet 25 (Mushaf Sırası: 17 - Nüzul Sırası: 50 - Alfabetik: 46)   -----

(١٧.٢٥)
~~17.25~
رَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَا فٖى نُفُوسِكُمْ اِنْ تَكُونُوا صَالِحٖينَ فَاِنَّهُ كَانَ لِلْاَوَّابٖينَ غَفُورًا
~ ~ ~


17.25 - Rabbiniz ruhlarınızdaki duyguları pek iyi bilir. Eğer siz iyi kimseler iseniz şunu bilin ki Allah kötülüklerden, (özellikle anne ve babasına yaptığı kötü muamelelerden,) tövbe edenlere karşı, günahları çok affedicidir.


-----   18 - Kehf Suresi - Ayet 80 (Mushaf Sırası: 18 - Nüzul Sırası: 69 - Alfabetik: 54)   -----

(١٨.٨٠)
~~18.80~
وَاَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ اَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشٖينَا اَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا
~ ~ ~
18.80 - Oğlan çocuğuna gelince: Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.

 rtfSndPly*19.12*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 12 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.١٢)
~~19.12~
يَا يَحْيٰى خُذِ الْكِتَابَ بِقُوَّةٍ وَاٰتَيْنَاهُ الْحُكْمَ صَبِيًّا
~ ~ ~


19.12 - (12-14) "Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah'ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi.

 rtfSndPly*19.28*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٢٨)
~~19.28~
يَا اُخْتَ هٰرُونَ مَا كَانَ اَبُوكِ امْرَاَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ اُمُّكِ بَغِيًّا
~ ~ ~


19.28 - Ey Harun'un kardeşi! Baban kötü bir insan değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi!

 rtfSndPly*19.32*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 32 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٣٢)
~~19.32~
وَبَرًّا بِوَالِدَتٖى وَلَمْ يَجْعَلْنٖى جَبَّارًا شَقِيًّا
~ ~ ~


19.32 - Anneme saygılı, hayırlı evlat kılıp, asla zorba, bedbaht ve hayırsız biri yapmadı

 rtfSndPly*20.38*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 38 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.٣٨)
~~20.38~
اِذْ اَوْحَيْنَا اِلٰى اُمِّكَ مَا يُوحٰى
~ ~ ~


20.38 - O vakit annene ilham edip dedik ki:

 rtfSndPly*20.40*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 40 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.٤٠)
~~20.40~
اِذْ تَمْشٖى اُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ اِلٰى اُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنٖينَ فٖى اَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلٰى قَدَرٍ يَا مُوسٰى
~ ~ ~


20.40 - Kız kardeşin, denizden seni alanların yanına varıp: "Ona iyi bakacak birini size buluvereyim mi?" diyordu. Böylece seni annene kavuşturduk ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Derken sen büyüdün, bir adam öldürdün de Biz seni o sıkıntıdan kurtardık. Seni, ey Musâ, türlü türlü imtihanlarla sınayıp yetiştirdik. Bu yüzden de yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da takdirimizle, buraya geldin!

 rtfSndPly*22.2*


-----   22 - Hac Suresi - Ayet 2 (Mushaf Sırası: 22 - Nüzul Sırası: 103 - Alfabetik: 32)   -----

(٢٢.٢)
~~22.2~
يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا اَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارٰى وَمَا هُمْ بِسُكَارٰى وَلٰكِنَّ عَذَابَ اللّٰهِ شَدٖيدٌ
~ ~ ~


22.2 - Onu göreceğiniz gün... Çocuğunu emziren anne, dehşetten çocuğunu unutup terk eder. Hâmile olan her kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş olmuş görürsün, halbuki gerçekte onlar sarhoş değildirler. Fakat Allah'ın azabı pek çetindir.

 rtfSndPly*23.50*


-----   23 - Muminun Suresi - Ayet 50 (Mushaf Sırası: 23 - Nüzul Sırası: 74 - Alfabetik: 69)   -----

(٢٣.٥٠)
~~23.50~
وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُ اٰيَةً وَاٰوَيْنَاهُمَا اِلٰى رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعٖينٍ
~ ~ ~


23.50 - Meryem'in oğlunu ve annesini birer ibret vesilesi kıldık ve onları pınarları akan ve yerleşmeye elverişli yüksekçe bir yere yerleştirdik.

 rtfSndPly*24.61*


-----   24 - Nur Suresi - Ayet 61 (Mushaf Sırası: 24 - Nüzul Sırası: 102 - Alfabetik: 84)   -----

(٢٤.٦١)
~~24.61~
لَيْسَ عَلَى الْاَعْمٰى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْاَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرٖيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلٰى اَنْفُسِكُمْ اَنْ تَاْكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اٰبَائِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اُمَّهَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اِخْوَانِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخَوَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَعْمَامِكُمْ اَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخْوَالِكُمْ اَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ اَوْ مَا مَلَكْتُمْ مَفَاتِحَهُ اَوْ صَدٖيقِكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَاْكُلُوا جَمٖيعًا اَوْ اَشْتَاتًا فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰى اَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُون
~ ~ ~


24.61 - Görme özürlü, topal veya hasta gibi özürlülerin sizin evlerinizden yemek yemelerinde mahzur olmadığı gibi, sizin de eşlerinize yahut çocuklarınıza ait evlerinizden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden yahut anahtarları size bırakılıp sahip çıkmanız istenen yerlerden veya arkadaşlarınızın evlerinden yemek yemenizde mahzur yoktur. İster toplu, ister ayrı ayrı yemenizde de sakınca yoktur. Evlerinize girdiğiniz zaman Allah katından kutlu, feyizli ve bereketli bir iyi dilek temennisi olarak birbirinize selâm verin! İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor. Umulur ki düşünüp hikmetini anlarsınız.

 rtfSndPly*28.7*

 -----   27 - Neml Suresi - Ayet 19 (Mushaf Sırası: 27 - Nüzul Sırası: 48 - Alfabetik: 81)   -----

(٢٧.١٩)
~~27.19~
فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِنْ قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ اَوْزِعْنٖى اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتٖى اَنْعَمْتَ عَلَیَّ وَعَلٰى وَالِدَیَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضٰیهُ وَاَدْخِلْنٖى بِرَحْمَتِكَ فٖى عِبَادِكَ الصَّالِحٖينَ
~ ~ ~

27.19 - Onun sesini işiten Süleyman tebessüm ederek: "Ya Rabbî, dedi, beni nefsime öyle hâkim kıl ki gerek bana, gerek ebeveynime ihsan ettiğin nimetlere şükredeyim, Seni razı edecek güzel ve makbul işler yapabileyim. Bir de lütfedip beni hayırlı kulların arasına dahil eyle!"


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 7 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.٧)
~~28.7~
وَاَوْحَيْنَا اِلٰى اُمِّ مُوسٰى اَنْ اَرْضِعٖيهِ فَاِذَا خِفْتِ عَلَيْهِ فَاَلْقٖيهِ فِى الْيَمِّ وَلَا تَخَافٖى وَلَا تَحْزَنٖى اِنَّا رَادُّوهُ اِلَيْكِ وَجَاعِلُوهُ مِنَ الْمُرْسَلٖينَ
~ ~ ~


28.7 - Bunun içindir ki Mûsâ dünyaya gelince annesine şöyle ilham ettik: "Onu bir süre emzir, şayet onun başına bir şey geleceğinden endişe edersen, ırmağa bırak, hiç endişe etme, hiç üzülme; zira Biz onu sana kavuşturacağız ve onu resullerden yapacağız."

 rtfSndPly*28.10*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 10 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.١٠)
~~28.10~
وَاَصْبَحَ فُؤَادُ اُمِّ مُوسٰى فَارِغًا اِنْ كَادَتْ لَتُبْدٖى بِهٖ لَوْلَا اَنْ رَبَطْنَا عَلٰى قَلْبِهَا لِتَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ
~ ~ ~


28.10 - Mûsâ'nın annesi, çocuğunun Firavun'un eline geçtiğini öğrenince aklı başından gitti, onun dışındaki her şeyi unuttu. Eğer, Biz vâdimize inananlardan olması için kalbine sabır kuvveti vermeseydik, neredeyse işi açığa vuracak, gidip çocuğa sahip çıkacaktı.

 rtfSndPly*28.11*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 11 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.١١)
~~28.11~
وَقَالَتْ لِاُخْتِهٖ قُصّٖيهِ فَبَصُرَتْ بِهٖ عَنْ جُنُبٍ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
~ ~ ~


28.11 - İşte bu haldeyken Mûsa'nın annesi, onun kız kardeşine: "Sen, çaktırmadan onu izle!" dedi. O da, kendisini ele vermeksizin kardeşini uzaktan gözetledi.

 rtfSndPly*28.13*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 13 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.١٣)
~~28.13~
فَرَدَدْنَاهُ اِلٰى اُمِّهٖ كَیْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَلِتَعْلَمَ اَنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
~ ~ ~


28.13 - Böylece onu annesine kavuşturduk ki gözü aydın olsun, tasalanmasın ve Allah'ın vâdinin gerçek olduğunu, fakat insanların çoğunun bunu anlamadıklarını öğrensin.

 rtfSndPly*29.8*


-----   29 - Ankebut Suresi - Ayet 8 (Mushaf Sırası: 29 - Nüzul Sırası: 85 - Alfabetik: 8)   -----

(٢٩.٨)
~~29.8~
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بٖى مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا اِلَیَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
~ ~ ~


29.8 - Biz insana, yapacağı en hayırlı iş olarak, annesine ve babasına iyi davranmasını bildirdik. Ama bununla beraber, onlar senden, hakkında bilgin olmayan bir şeyi, Bana şirk koşmanı isterlerse, itaat etme! Hepinizin dönüşü Bana'dır ve Ben de yapageldiğiniz şeyleri bir bir bildirip karşılığını vereceğim.

 rtfSndPly*31.14*


-----   31 - Lukman Suresi - Ayet 14 (Mushaf Sırası: 31 - Nüzul Sırası: 57 - Alfabetik: 59)   -----

(٣١.١٤)
~~31.14~
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فٖى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لٖى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَیَّ الْمَصٖيرُ
~ ~ ~


31.14 - Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki: "Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz."

-----   31 - Lukman Suresi - Ayet 15 (Mushaf Sırası: 31 - Nüzul Sırası: 57 - Alfabetik: 59)   -----

(٣١.١٥)
~~31.15~
وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلٰى اَنْ تُشْرِكَ بٖى مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِى الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبٖيلَ مَنْ اَنَابَ اِلَیَّ ثُمَّ اِلَیَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
~ ~ ~

31.15 - Eğer onlar seni, şerik olduğuna dair hiçbir bilgin olmadığı şeyleri, Bana ortak saymaya zorlarlarsa sakın onlara itaat etme! Ama o durumda da kendileriyle iyi geçin, makul bir tarzda onlara sahip çık! Bana yönelen olgun insanların yolunu tut! Sonunda hepinizin dönüşü Bana olacak ve Ben işlediklerinizi tek tek size bildirip karşılığını vereceğim.

 rtfSndPly*33.4*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 4 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٤)
~~33.4~
مَا جَعَلَ اللّٰهُ لِرَجُلٍ مِنْ قَلْبَيْنِ فٖى جَوْفِهٖ وَمَا جَعَلَ اَزْوَاجَكُمُ الّٰٸٖ تُظَاهِرُونَ مِنْهُنَّ اُمَّهَاتِكُمْ وَمَا جَعَلَ اَدْعِيَاءَكُمْ اَبْنَاءَكُمْ ذٰلِكُمْ قَوْلُكُمْ بِاَفْوَاهِكُمْ وَاللّٰهُ يَقُولُ الْحَقَّ وَهُوَ يَهْدِى السَّبٖيلَ
~ ~ ~


33.4 - Allah, hiçbir adamın içinde iki kalb yaratmamıştır. Kendilerine zıhar yaptığınız eşlerinizi anneleriniz kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız kılmamıştır. Bunlar ağızlarınızla söylediğiniz mânasız sözlerden ibarettir. Allah gerçeği söyler ve doğru yola iletir.

 rtfSndPly*33.6*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٦)
~~33.6~
اَلنَّبِىُّ اَوْلٰى بِالْمُؤْمِنٖينَ مِنْ اَنْفُسِهِمْ وَاَزْوَاجُهُ اُمَّهَاتُهُمْ وَاُولُوا الْاَرْحَامِ بَعْضُهُمْ اَوْلٰى بِبَعْضٍ فٖى كِتَابِ اللّٰهِ مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُهَاجِرٖينَ اِلَّا اَنْ تَفْعَلُوا اِلٰى اَوْلِيَائِكُمْ مَعْرُوفًا كَانَ ذٰلِكَ فِى الْكِتَابِ مَسْطُورًا
~ ~ ~


33.6 - Peygamberin müminler üzerinde haiz olduğu hak, onların bizzat kendileri hakkında haiz oldukları haktan daha fazladır. (O, bir baba konumunda olduğundan) onun eşleri de müminlerin anneleridir. Akrabalar miras bakımından Allah'ın kitabında, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız müstesna, yani dostunuza vasiyetle bir mal bırakabilirsiniz. Bunlar kitapta yazılıdır.

 rtfSndPly*33.53*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 53 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٥٣)
~~33.53~
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتَ النَّبِىِّ اِلَّا اَنْ يُؤْذَنَ لَكُمْ اِلٰى طَعَامٍ غَيْرَ نَاظِرٖينَ اِنٰیهُ وَلٰكِنْ اِذَا دُعٖيتُمْ فَادْخُلُوا فَاِذَا طَعِمْتُمْ فَانْتَشِرُوا وَلَا مُسْتَاْنِسٖينَ لِحَدٖيثٍ اِنَّ ذٰلِكُمْ كَانَ يُؤْذِى النَّبِىَّ فَيَسْتَحْيٖ مِنْكُمْ وَاللّٰهُ لَا يَسْتَحْيٖ مِنَ الْحَقِّ وَاِذَا سَاَلْتُمُوهُنَّ مَتَاعًا فَسْپَلُوهُنَّ مِنْ وَرَاءِ حِجَابٍ ذٰلِكُمْ اَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ وَمَا كَانَ لَكُمْ اَنْ تُؤْذُوا رَسُولَ اللّٰهِ وَلَا اَنْ تَنْكِحُوا اَزْوَاجَهُ مِنْ بَعْدِهٖ اَبَدًا اِنَّ ذٰلِكُمْ كَانَ عِنْدَ اللّٰهِ عَظٖيمًا
~ ~ ~


33.53 - Ey iman edenler! Yemeğe izin verilmeksizin, vaktine de bakmaksızın, Peygamberin evine girmeyiniz. Fakat dâvet edildiğinizde girin. Yemeği yiyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın.Çünkü bu hareketiniz Peygamberi rahatsız ediyor, lâkin utandığından, size karşı bir şey söylemiyordu. Oysa Allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez. Eğer (müminlerin annelerinden) bir şey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz. Böyle yapmanız, hem sizin hem de onların kalpleri yönünden daha nezihtir. Sizin Allah'ın Resulünü rahatsız etmeniz ve kendisinin vefatından sonra onun eşlerini nikâhlamanız asla helâl değildir. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.

 rtfSndPly*46.15*


-----   46 - Ahkaf Suresi - Ayet 15 (Mushaf Sırası: 46 - Nüzul Sırası: 66 - Alfabetik: 3)   -----

(٤٦.١٥)
~~46.15~
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَانًا حَمَلَتْهُ اُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلٰثُونَ شَهْرًا حَتّٰى اِذَا بَلَغَ اَشُدَّهُ وَبَلَغَ اَرْبَعٖينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ اَوْزِعْنٖى اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتٖى اَنْعَمْتَ عَلَیَّ وَعَلٰى وَالِدَیَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضٰیهُ وَاَصْلِحْ لٖى فٖى ذُرِّيَّتٖى اِنّٖى تُبْتُ اِلَيْكَ وَاِنّٖى مِنَ الْمُسْلِمٖينَ
~ ~ ~


46.15 - Biz insana, anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan, gücünü kuvvetini bulup daha sonra kırk yaşına girince "Ya Rabbî!" der. "Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olacağın makbul ve güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasib eyle! Rabbim! Senin kapına döndüm, ben sana teslim olanlardanım."

 rtfSndPly*46.17*


-----   46 - Ahkaf Suresi - Ayet 17 (Mushaf Sırası: 46 - Nüzul Sırası: 66 - Alfabetik: 3)   -----

(٤٦.١٧)
~~46.17~
وَالَّذٖى قَالَ لِوَالِدَيْهِ اُفٍّ لَكُمَا اَتَعِدَانِنٖى اَنْ اُخْرَجَ وَقَدْ خَلَتِ الْقُرُونُ مِنْ قَبْلٖى وَهُمَا يَسْتَغٖيثَانِ اللّٰهَ وَيْلَكَ اٰمِنْ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَيَقُولُ مَا هٰذَا اِلَّا اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ
~ ~ ~


46.17 - Fakat bir de öyleleri var ki, kendisini imana dâvet eden anne ve babasına: "Öf be! (Yetti artık!) Benden önce nice nesiller ölüp de geri dönmediği halde, siz beni mezarımdan dirilip çıkarılmakla mı korkutuyorsunuz!" derken, onlar, Allah'a sığınıp yalvararak oğullarına: "Yazık ediyorsun kendine! derler, imana gel, Allah'ın vâdi elbette gerçektir." O ise yine de: "Bu âhiret inancı eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diye diretir.

 rtfSndPly*53.32*


-----   53 - Necm Suresi - Ayet 32 (Mushaf Sırası: 53 - Nüzul Sırası: 23 - Alfabetik: 80)   -----

(٥٣.٣٢)
~~53.32~
اَلَّذٖينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ اِلَّا اللَّمَمَ اِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ اَعْلَمُ بِكُمْ اِذْ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاِذْ اَنْتُمْ اَجِنَّةٌ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا اَنْفُسَكُمْ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقٰى
~ ~ ~


53.32 - O iyiler, ufak kusur ve günahlardan olmasa da, büyük günahlardan, aşikâr hayasızlıklardan kaçınırlar. Senin Rabbinin mağfireti boldur. O sizi topraktan yaratırken ve siz annelerinizin karınlarında döl halinde iken mayanızın ne olduğunu gayet iyi bilir. Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın, övünüp durmayın. Çünkü kimin Allah'ı daha çok sayıp O'na karşı gelmekten sakındığını O pek iyi bilmektedir.

 rtfSndPly*58.2*


-----   58 - Mucadele Suresi - Ayet 2 (Mushaf Sırası: 58 - Nüzul Sırası: 105 - Alfabetik: 64)   -----

(٥٨.٢)
~~58.2~
اَلَّذٖينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَائِهِمْ مَا هُنَّ اُمَّهَاتِهِمْ اِنْ اُمَّهَاتُهُمْ اِلَّا الّٰٸٖ وَلَدْنَهُمْ وَاِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنْكَرًا مِنَ الْقَوْلِ وَزُورًا وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ
~ ~ ~


58.2 - İçinizden kadınlar hakkında zıhar yapanlar bilsinler ki onlar kendilerinin anneleri değildir, onların anneleri sadece kendilerini doğurmuş olanlardır. Onlar gerçekten çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber, Allah'ın affı ve merhameti çoktur (geçmiş durumlar hakkında tövbe edenleri affeder)

 rtfSndPly*65.6*


-----   65 - Talak Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 65 - Nüzul Sırası: 99 - Alfabetik: 98)   -----

(٦٥.٦)
~~65.6~
اَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنْتُمْ مِنْ وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّ وَاِنْ كُنَّ اُولَاتِ حَمْلٍ فَاَنْفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتّٰى يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ فَاِنْ اَرْضَعْنَ لَكُمْ فَاٰتُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ وَاْتَمِرُوا بَيْنَكُمْ بِمَعْرُوفٍ وَاِنْ تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُ اُخْرٰى
~ ~ ~


65.6 - Boşadığınız eşlerinizi, imkânlarınız nisbetinde oturduğunuz meskenlerin bir bölümünde iddetlerini tamamlayıncaya kadar oturtun! Onlar üzerinde çıkıp gitmelerini sağlamak için bir baskı kurmak niyetiyle onlara zarar vermeye kalkışmayın. Eğer onlar hamile iseler, çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sonra boşadığınız eşlerle ilginiz kesilince sizin hesabınıza çocuklarınızı emzirirlerse, ücretlerini verin. Aranızda ücret işini meşrû çerçevede, örfe uygun olarak güzellikle görüşüp sonuçlandırın! Eğer annesinin çocuğu emzirmemesi sebebiyle sıkıntıya düşerseniz, bu takdirde baba, ücret vererek bir başka emziren kadın bulacaktır.

 rtfSndPly*80.34*


-----   80 - Abese Suresi - Ayet 34 (Mushaf Sırası: 80 - Nüzul Sırası: 24 - Alfabetik: 1)   -----

(٨٠.٣٤)
~~80.34~
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ
~ ~ ~


80.34 - (34-36) İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden ve babasından, eşinden ve evlatlarından bile kaçar.


-----   16 - Nahl Suresi - Ayet 78 (Mushaf Sırası: 16 - Nüzul Sırası: 70 - Alfabetik: 75)   -----

(١٦.٧٨)
~~16.78~
وَاللّٰهُ اَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْپًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْپِدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
~ ~ ~

16.78 - Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz. Öyle iken size kulaklar, gözler, kalpler verdi ki şükredesiniz.

 rtfSndPly*39.6*


-----   39 - Zumer Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 39 - Nüzul Sırası: 59 - Alfabetik: 114)   -----

(٣٩.٦)
~~39.6~
خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ اَزْوَاجٍ يَخْلُقُكُمْ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فٖى ظُلُمَاتٍ ثَلٰثٍ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ فَاَنّٰى تُصْرَفُونَ
~ ~ ~

39.6 - O, sizi bir tek candan yarattı. Ayrıca ondan da eşini meydana getirdi. Size etlerini yemeniz için deve, sığır, koyun ve keçiden erkekli ve dişili olmak üzere sekiz çift hayvanın helâl olduğunu vahiyle bildirdi. O sizi analarınızın karnında üç karanlık içinde, peş peşe yaratır. İşte gerçek İlah olan Allah, bunları yapan Rabbinizdir. Bütün mülk ve hakimiyet O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Hâlâ nasıl oluyor da hak yoldan vazgeçiriliyorsunuz?

 rtfSndPly*40.67*


-----   40 - Mumin Suresi - Ayet 67 (Mushaf Sırası: 40 - Nüzul Sırası: 60 - Alfabetik: 68)   -----

(٤٠.٦٧)
~~40.67~
هُوَ الَّذٖى خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا اَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخًا وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى مِنْ قَبْلُ وَلِتَبْلُغُوا اَجَلًا مُسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
~ ~ ~

40.67 - O'dur ki sizi (atanız Âdemi) topraktan, sonra tek tek siz insanları da bir menîden, sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücreden yarattı. Sonra sizi analarınızın karnından bebek olarak çıkarır, derken sizi güçlü kuvvetli bir çağa eriştirir, sonra ihtiyarlık çağına kadar yaşatır. İçinizden kimi daha da önce öldürülür, kiminizin ömrü bir vâdeye kadar uzatılır. Olur ki aklınızı kullanıp bunları düşünürsünüz diye böyle yapar.

rtfSelectedTabRef*19*2*2*71.28:15~4*(2) anamı*(2) anamı*1*100*genelAramaLatin*2*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*2*rtfBulunanSayi


 rtfSndPly*20.94*


-----   20 - Taha Suresi - Ayet 94 (Mushaf Sırası: 20 - Nüzul Sırası: 45 - Alfabetik: 96)   -----

(٢٠.٩٤)
~~20.94~
قَالَ يَبْنَٶُمَّ لَا تَاْخُذْ بِلِحْيَتٖى وَلَا بِرَاْسٖى اِنّٖى خَشٖيتُ اَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلٖی
~ ~ ~

20.94 - Ey anamın oğlu! dedi Harun, "lütfen sakalımdan, saçımdan beni çekiştirip durma. Ben, senin "İsrailoğullarının içine ayrılık soktun, sözümü dinlemedin!" diyeceğinden endişe ettim."

 rtfSndPly*71.28*


-----   71 - Nuh Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 71 - Nüzul Sırası: 71 - Alfabetik: 83)   -----

(٧١.٢٨)
~~71.28~
رَبِّ اغْفِرْ لٖى وَلِوَالِدَیَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِىَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا تَبَارًا
~ ~ ~

71.28 - Ya Rabbî, beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın bütün müminleri affeyle. O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle!

rtfSelectedTabRef*18*119*100*37.86:15~2*(148) baba*(119) baba*1*100*genelAramaLatin*148*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*100*rtfBulunanSayi
BABABABABA
 BABA (Not:Yukarıda anne ile birlikte geçen babanın yer aldığı ayetler ayrıca burada yer almamıştır.)

-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 170 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.١٧٠)
~~2.170~
وَاِذَا قٖيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَاءَنَا اَوَلَوْ كَانَ اٰبَاؤُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْپًا وَلَا يَهْتَدُونَ
~ ~ ~


2.170 - Onlara: "Gelin Allah'ın indirdiği buyruklara tâbi olun!" denildiğinde: "Hayır, biz babalarımızı hangi inanç üzerinde bulduysak ona uyarız." derler. Babaları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış olsalar da mı onlara uyacaklar?

 rtfSndPly*2.233*


-----   2 - Bakara Suresi - Ayet 233 (Mushaf Sırası: 2 - Nüzul Sırası: 87 - Alfabetik: 11)   -----

(٢.٢٣٣)
~~2.233~
وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ اَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ اَرَادَ اَنْ يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعَلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ اِلَّا وُسْعَهَا لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهٖ وَعَلَى الْوَارِثِ مِثْلُ ذٰلِكَ فَاِنْ اَرَادَا فِصَالًا عَنْ تَرَاضٍ مِنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَاِنْ اَرَدْتُمْ اَنْ تَسْتَرْضِعُوا اَوْلَادَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اِذَا سَلَّمْتُمْ مَا اٰتَيْتُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
~ ~ ~


2.233 - Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu, emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir. Annelerin, münasip şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir. Hiçbir kimse takatinin dışında bir görevle yükümlü tutulmaz. Çocuk yüzünden ne annesi, ne de babası zarar görmemelidir. Bu yükümlülük, babanın varisine de düşer. Fakat anne baba aralarında görüşüp anlaşmaya vararak, iki yıldan önce, çocuklarını sütten kesmek isterlerse, kendilerine bir vebal yoktur. Şayet çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz,  Kendilerine vereceğiniz ücreti münasip tarzda ödemek şartı ile, bunda da size vebal yoktur.  Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.

 rtfSndPly*4.22*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 22 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.٢٢)
~~4.22~
وَلَا تَنْكِحُوا مَا نَكَحَ اٰبَاؤُكُمْ مِنَ النِّسَاءِ اِلَّا مَا قَدْ سَلَفَ اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَمَقْتًا وَسَاءَ سَبٖيلًا
~ ~ ~


4.22 - Daha önce geçen durum bir tarafa, bundan böyle babalarınızın nikâhladığı kadınları artık nikâhlamayın. Hiç şüphe yok ki bu, Allah'ın gazabına sebep olan bir hayasızlıktır. Ne iğrenç bir yoldur o!

 rtfSndPly*4.176*


-----   4 - Nisa Suresi - Ayet 176 (Mushaf Sırası: 4 - Nüzul Sırası: 92 - Alfabetik: 82)   -----

(٤.١٧٦)
~~4.176~
يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللّٰهُ يُفْتٖيكُمْ فِى الْكَلَالَةِ اِنِ امْرُؤٌا هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ اُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَا اِنْ لَمْ يَكُنْ لَهَا وَلَدٌ فَاِنْ كَانَتَا اثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا الثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَاِنْ كَانُوا اِخْوَةً رِجَالًا وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْاُنْثَيَيْنِ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اَنْ تَضِلُّوا وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمٌ
~ ~ ~


4.176 - Senden fetva isterler. De ki kelâle'nin yani babası ve çocuğu olmayan kişinin mirası hakkındaki hükmünü Allah şöyle bildiriyor: Çocuğu olmayıp bir kız kardeşini bırakarak ölen bir adamın terikesinin yarısı kız kardeşine aittir. Eğer kız kardeş çocuk bırakmaksızın ölürse tek vâris olan erkek kardeş onun terikesinin tamamını alır. İki kızkardeş kalırsa onlar erkek kardeşlerinin terikesinin üçte ikisini alırlar. Eğer vârisler erkek ve kız kardeşlerden oluşursa erkek, kadın hissesinin iki mislini alır. Allah şaşırmamanız için size bunları açık açık bildiriyor. Allah her şeyi hakkıyla bilir.

 rtfSndPly*6.87*


-----   6 - Enam Suresi - Ayet 87 (Mushaf Sırası: 6 - Nüzul Sırası: 55 - Alfabetik: 20)   -----

(٦.٨٧)
~~6.87~
وَمِنْ اٰبَائِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَاِخْوَانِهِمْ وَاجْتَبَيْنَاهُمْ وَهَدَيْنَاهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ
~ ~ ~


6.87 - Onların babalarından, zürriyetlerinden, kardeşlerinden kimini de, aynı şekilde etraflarındaki insanlara üstün kıldık, onları seçtik, onları doğru yola götürdük.

 rtfSndPly*6.91*


-----   6 - Enam Suresi - Ayet 91 (Mushaf Sırası: 6 - Nüzul Sırası: 55 - Alfabetik: 20)   -----

(٦.٩١)
~~6.91~
وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِهٖ اِذْ قَالُوا مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ عَلٰى بَشَرٍ مِنْ شَیْءٍ قُلْ مَنْ اَنْزَلَ الْكِتَابَ الَّذٖى جَاءَ بِهٖ مُوسٰى نُورًا وَهُدًى لِلنَّاسِ تَجْعَلُونَهُ قَرَاطٖيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثٖيرًا وَعُلِّمْتُمْ مَا لَمْ تَعْلَمُوا اَنْتُمْ وَلَا اٰبَاؤُكُمْ قُلِ اللّٰهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ فٖى خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ
~ ~ ~


6.91 - Bazı Yahudiler de Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü "Allah hiçbir insana hiçbir şey indirmemiştir." dediler. Sen onlara de ki: "Peki, Mûsâ'nın insanlara bir nûr ve rehber olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kâğıtlar haline koyup işinize geleni gösterdiğiniz, fakat çoğunu gizlediğiniz ve sizin de babalarınızın da bilmediğiniz birçok şeyleri sayesinde öğrendiğiniz o kitabı kim indirdi?"Ey Resulüm sen: "Allah indirdi." de! sonra bırak daldıkları batıllarında oynaya dursunlar.

 rtfSndPly*7.28*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.٢٨)
~~7.28~
وَاِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً قَالُوا وَجَدْنَا عَلَيْهَا اٰبَاءَنَا وَاللّٰهُ اَمَرَنَا بِهَا قُلْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَاْمُرُ بِالْفَحْشَاءِ اَتَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
~ ~ ~


7.28 - Onlar çirkin bir iş yaptıklarında: "Babalarımızı bu yolda bulduk, esasen Allah böyle yapmamızı emretti." derler. De ki: "Allah Teâlâ kötü olan şeyi asla emretmez. Ne o, yoksa siz Allah'ın söylediğini bilmediğiniz birtakım sözleri O'na iftira ederek Allah'a mı mal ediyorsunuz?"

 rtfSndPly*7.172*


-----   7 - Araf Suresi - Ayet 172 (Mushaf Sırası: 7 - Nüzul Sırası: 39 - Alfabetik: 9)   -----

(٧.١٧٢)
~~7.172~
وَاِذْ اَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنٖى اٰدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَاَشْهَدَهُمْ عَلٰى اَنْفُسِهِمْ اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلٰى شَهِدْنَا اَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّا كُنَّا عَنْ هٰذَا غَافِلٖينَ
~ ~ ~


7.172 - (172-173) Rabbinin Âdem evlatlarından, misak aldığını da düşünün! Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" buyurunca onlar da "Elbette!" diye ikrar etmişlerdi. Kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu!"  yahut: "Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah'a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o bâtılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin?" gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı.

 rtfSndPly*9.23*


-----   9 - Tevbe Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 9 - Nüzul Sırası: 113 - Alfabetik: 104)   -----

(٩.٢٣)
~~9.23~
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا اٰبَاءَكُمْ وَاِخْوَانَكُمْ اَوْلِيَاءَ اِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْاِيمَانِ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاُولٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
~ ~ ~


9.23 - Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi bile veli edinmeyin. İçinizden onları dost edinenler, zalimlerin ta kendileridir.

 rtfSndPly*9.24*


-----   9 - Tevbe Suresi - Ayet 24 (Mushaf Sırası: 9 - Nüzul Sırası: 113 - Alfabetik: 104)   -----

(٩.٢٤)
~~9.24~
قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَاؤُكُمْ وَاَبْنَاؤُكُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَشٖيرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَجِهَادٍ فٖى سَبٖيلِهٖ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِهٖ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الْفَاسِقٖينَ
~ ~ ~


9.24 - De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız,  kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden konaklar, size Allah'tan ve Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ve önemli ise... O halde Allah emrini gönderinceye kadar bekleyin!Allah öyle fâsıklar güruhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.

 rtfSndPly*9.114*


-----   9 - Tevbe Suresi - Ayet 114 (Mushaf Sırası: 9 - Nüzul Sırası: 113 - Alfabetik: 104)   -----

(٩.١١٤)
~~9.114~
وَمَا كَانَ اسْتِغْفَارُ اِبْرٰهٖيمَ لِاَبٖيهِ اِلَّا عَنْ مَوْعِدَةٍ وَعَدَهَا اِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ اَنَّهُ عَدُوٌّ لِلّٰهِ تَبَرَّاَ مِنْهُ اِنَّ اِبْرٰهٖيمَ لَاَوَّاهٌ حَلٖيمٌ
~ ~ ~


9.114 - İbrâhim'in, babası için af dilemesi ise, sırf ona yaptığı vaadi yerine getirmek için olmuştu. Fakat onun Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca, onunla ilgisini kesti. Gerçekten İbrâhim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

 rtfSndPly*12.4*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 4 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٤)
~~12.4~
اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَبٖيهِ يَا اَبَتِ اِنّٖى رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ لٖى سَاجِدٖينَ
~ ~ ~


12.4 - Bir zaman Yusuf babasına, "Babacığım!" dedi. "Ben rüyamda on bir yıldızın, güneş ve Ay'ın bana secde ettiklerini gördüm."

 rtfSndPly*12.5*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 5 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٥)
~~12.5~
قَالَ يَا بُنَیَّ لَا تَقْصُصْ رُءْيَاكَ عَلٰى اِخْوَتِكَ فَيَكٖيدُوا لَكَ كَيْدًا اِنَّ الشَّيْطَانَ لِلْاِنْسَانِ عَدُوٌّ مُبٖينٌ
~ ~ ~


12.5 - Evladım! dedi babası, "sakın bu rüyanı kardeşlerine anlatma. Sonra seni kıskandıklarından sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın besbelli düşmanıdır."

 rtfSndPly*12.6*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٦)
~~12.6~
وَكَذٰلِكَ يَجْتَبٖيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَاْوٖيلِ الْاَحَادٖيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلٰى اٰلِ يَعْقُوبَ كَمَا اَتَمَّهَا عَلٰى اَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْحٰقَ اِنَّ رَبَّكَ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
~ ~ ~


12.6 - Rabbin seni öylece seçecek, sana rüya tabirini öğretecek, ve daha önce büyük babaların İbrâhim ile İshak'a olan nimetini tamamına erdirdiği gibi, sana ve Yâkub ailesine de nimetini kemale erdirecektir. Çünkü Rabbin her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

 rtfSndPly*12.8*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 8 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٨)
~~12.8~
اِذْ قَالُوا لَيُوسُفُ وَاَخُوهُ اَحَبُّ اِلٰى اَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ اِنَّ اَبَانَا لَفِى ضَلاَلٍ مُبِينٍ
~ ~ ~


12.8 - (8-9) Hani onlar, (aralarında şöyle konuşmuşlardı): "Yusuf ile öz kardeşi, babamıza daha sevimli geliyor. Oysa biz daha güçlü bir grubuz. Pek belli ki babamız bu işte yanılıyor. Yusuf'u öldürün yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccühü yalnız size kalsın. Ondan sonra da tövbe ederek salih kimseler olursunuz, babanızla münasebetleriniz düzelir, işiniz yoluna girer."

 rtfSndPly*12.11*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 11 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.١١)
~~12.11~
قَالُوا يَا اَبَانَا مَا لَكَ لَا تَاْمَنَّا عَلٰى يُوسُفَ وَاِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ
~ ~ ~


12.11 - (11-12) (Onlar buna karar verdikten sonra bir gün babalarına varıp:) "Sevgili Babamız! dediler, sen neden güvenip de Yusuf'u bize emanet etmiyorsun. Oysa biz onu çok seviyoruz. Ona samimiyetle bağlıyız." "Yarın onu bizimle gönder, gezsin oynasın, biz ona çok iyi sahip çıkarız."

 rtfSndPly*12.13*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 13 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.١٣)
~~12.13~
قَالَ اِنّٖى لَيَحْزُنُنٖى اَنْ تَذْهَبُوا بِهٖ وَاَخَافُ اَنْ يَاْكُلَهُ الذِّئْبُ وَاَنْتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ
~ ~ ~


12.13 - Babaları: "Onu götürmeniz beni meraklandırır. Korkarım ki siz farkında olmadan, onu kurt yer." dedi.

 rtfSndPly*12.16*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 16 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.١٦)
~~12.16~
وَجَاؤُ اَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ
~ ~ ~


12.16 - (16-17) Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki: "Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!"

 rtfSndPly*12.18*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 18 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.١٨)
~~12.18~
وَجَاؤُ عَلٰى قَمٖيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًا فَصَبْرٌ جَمٖيلٌ وَاللّٰهُ الْمُسْتَعَانُ عَلٰى مَا تَصِفُونَ
~ ~ ~


12.18 - Onlar Yusuf'un gömleğine sahte kan bulaştırarak getirmişlerdi. Babaları Yâkub: "Hayır!" dedi, nefisleriniz sizi aldatmış, bu işe sevk etmiş."Artık bana düşen, ümitvar olarak güzelce sabretmektir. Ne diyeyim, sizin bu anlattıklarınız karşısında, Allah'tan başka yardım edebilecek hiç kimse olamaz!"

 rtfSndPly*12.59*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 59 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٥٩)
~~12.59~
وَلَمَّا جَهَّزَهُمْ بِجَهَازِهِمْ قَالَ ائْتُونٖى بِاَخٍ لَكُمْ مِنْ اَبٖيكُمْ اَلَا تَرَوْنَ اَنّٖى اُوفِى الْكَيْلَ وَاَنَا خَيْرُ الْمُنْزِلٖينَ
~ ~ ~


12.59 - (59-60) Yusuf onların zahîre yüklerini hazırlatınca dedi ki: "Siz, baba bir kardeşinizi de yanıma getirin, gördüğünüz gibi ben size tam ölçek veriyorum ve ben dışardan gelen misafirleri ağırlamaya, başka herkesten fazla özen göstermekteyim. Eğer onu getirmezseniz, o zaman, ne bir ölçek olsun zahire bekleyin, ne de yanıma yaklaşın!"

 rtfSndPly*12.61*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 61 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٦١)
~~12.61~
قَالُوا سَنُرَاوِدُ عَنْهُ اَبَاهُ وَاِنَّا لَفَاعِلُونَ
~ ~ ~


12.61 - Onlar: "Bakalım, babasından ona izin almanın bir yolunu bulup bu işi ayarlamaya çalışacağız." dediler.

 rtfSndPly*12.63*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 63 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٦٣)
~~12.63~
فَلَمَّا رَجَعُوا اِلٰى اَبٖيهِمْ قَالُوا يَا اَبَانَا مُنِعَ مِنَّا الْكَيْلُ فَاَرْسِلْ مَعَنَا اَخَانَا نَكْتَلْ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
~ ~ ~


12.63 - Babalarının yanına dönünce: "Sevgili babamız, dediler, ölçeğimiz, tahsisatımız kaldırıldı. Gelecek sefer, öbür kardeşimizi de bizimle beraber gönder ki onu vesile ederek, daha çok tahsisat alalım. Onu gözümüz gibi koruyacağımıza kesin söz veriyoruz.!"

 rtfSndPly*12.65*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 65 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٦٥)
~~12.65~
وَلَمَّا فَتَحُوا مَتَاعَهُمْ وَجَدُوا بِضَاعَتَهُمْ رُدَّتْ اِلَيْهِمْ قَالُوا يَا اَبَانَا مَا نَبْغٖى هٰذِهٖ بِضَاعَتُنَا رُدَّتْ اِلَيْنَا وَنَمٖيرُ اَهْلَنَا وَنَحْفَظُ اَخَانَا وَنَزْدَادُ كَيْلَ بَعٖيرٍ ذٰلِكَ كَيْلٌ يَسٖيرٌ
~ ~ ~


12.65 - Yüklerini açınca da, zahîre bedellerinin yükleri içine geri konulduğunu gördüler ve:"Baba, baba! dediler, daha ne istiyoruz, işte verdiğimiz zahîre bedellerimiz de bize geri verilmiş! Gidelim, yine evimize erzak getiririz, kardeşimizi de koruruz, hem bir deve yükü de fazla alırız.Çünkü bu sefer aldığımız, az bir ölçektir (ihtiyacımıza yetmez)"

 rtfSndPly*12.68*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 68 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٦٨)
~~12.68~
وَلَمَّا دَخَلُوا مِنْ حَيْثُ اَمَرَهُمْ اَبُوهُمْ مَا كَانَ يُغْنٖى عَنْهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَیْءٍ اِلَّا حَاجَةً فٖى نَفْسِ يَعْقُوبَ قَضٰیهَا وَاِنَّهُ لَذُو عِلْمٍ لِمَا عَلَّمْنَاهُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
~ ~ ~


12.68 - Babalarının kendilerine emrettiği şekilde ayrı ayrı kapılardan girerek onun emrini yerine getirdiler. Ama bu tedbir, Allah'ın kendileri hakkındaki takdiri karşısında hiç bir fayda sağlamadı. Sadece Yâkub'un içindeki bir dileği açığa çıkarmış oldu. O, kendisine Biz öğrettiğimizden ötürü ilim sahibi idi. (Bunun içindir ki "Allah'tan gelecek takdiri önleyemem." demişti.) Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.

 rtfSndPly*12.78*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 78 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٧٨)
~~12.78~
قَالُوا يَا اَيُّهَا الْعَزٖيزُ اِنَّ لَهُ اَبًا شَيْخًا كَبٖيرًا فَخُذْ اَحَدَنَا مَكَانَهُ اِنَّا نَرٰیكَ مِنَ الْمُحْسِنٖينَ
~ ~ ~


12.78 - Yusuf'un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler:"Aziz vezir! Onun pîr-i fanî bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy. Gerçekten seni anlayış gösteren, iyilik sever insanlardan olarak görüyoruz!"

 rtfSndPly*12.80*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 80 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٨٠)
~~12.80~
فَلَمَّا اسْتَيْپَسُوا مِنْهُ خَلَصُوا نَجِیًّا قَالَ كَبٖيرُهُمْ اَلَمْ تَعْلَمُوا اَنَّ اَبَاكُمْ قَدْ اَخَذَ عَلَيْكُمْ مَوْثِقًا مِنَ اللّٰهِ وَمِنْ قَبْلُ مَا فَرَّطْتُمْ فٖى يُوسُفَ فَلَنْ اَبْرَحَ الْاَرْضَ حَتّٰى يَاْذَنَ لٖى اَبٖى اَوْ يَحْكُمَ اللّٰهُ لٖى وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمٖينَ
~ ~ ~


12.80 - Vakta ki Yusuf'un onu vermesinden ümitlerini kestiler. Bir yana çekilip aralarında fısıldaşarak şöyle konuşmaya başladılar. Ağabeyleri dedi ki:"Allah'ı şahit tutarak babanıza kesin söz verdiğinizi ve daha önce Yusuf hakkında da işlediğiniz kusuru nasıl olur da bilmezlikten gelebilirsiniz? Ne yüzle döneceksiniz?Ben buradan bir adım bile atmam, ayrılmam; ancak babam bana izin verirse yahut hüküm verenlerin en hayırlısı olan Allah hükmünü bildirirse, o başka!"

 rtfSndPly*12.81*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 81 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٨١)
~~12.81~
اِرْجِعُوا اِلٰى اَبٖيكُمْ فَقُولُوا يَا اَبَانَا اِنَّ ابْنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدْنَا اِلَّا بِمَا عَلِمْنَا وَمَا كُنَّا لِلْغَيْبِ حَافِظٖينَ
~ ~ ~


12.81 - Siz dönün, babanıza deyin ki: Sevgili babamız, bizler farkına varmadan oğlun inan ki hırsızlık etmiş. Biz ancak bildiğimize şahitlik ediyoruz. (Söz verdiğimiz zaman, bu durumun ortaya çıkacağını nereden bilebilirdik?)Gayb bize emanet edilmiş değil ki!"

 rtfSndPly*12.83*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 83 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٨٣)
~~12.83~
قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًا فَصَبْرٌ جَمٖيلٌ عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَاْتِيَنٖى بِهِمْ جَمٖيعًا اِنَّهُ هُوَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


12.83 - Ama babaları Yâkub: "Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir işe sürükleyip ayağınızı kaydırmıştır. Ne yapayım? Bu hale karşı sükûnet ve ümit içinde sabretmekten başka yapacak şey yok! Ümidim var ki Allah bütün kaybettiklerimi bana lütfedecektir. Çünkü O alîmdir, hakîmdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak için, bu imtihana tâbi tutmuştur)."

 rtfSndPly*12.93*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 93 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٩٣)
~~12.93~
اِذْهَبُوا بِقَمٖيصٖى هٰذَا فَاَلْقُوهُ عَلٰى وَجْهِ اَبٖى يَاْتِ بَصٖيرًا وَاْتُونٖى بِاَهْلِكُمْ اَجْمَعٖينَ
~ ~ ~


12.93 - Şu gömleğimi alın, babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin, o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun, yanıma gelin."

 rtfSndPly*12.94*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 94 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٩٤)
~~12.94~
وَلَمَّا فَصَلَتِ الْعٖيرُ قَالَ اَبُوهُمْ اِنّٖى لَاَجِدُ رٖيحَ يُوسُفَ لَوْلَا اَنْ تُفَنِّدُونِ
~ ~ ~


12.94 - Kafile daha Mısır'dan ayrılır ayrılmaz, öteden babaları:"Şayet ‘bunadı' demezseniz, doğrusu, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum!" dedi.

 rtfSndPly*12.97*


-----   12 - Yusuf Suresi - Ayet 97 (Mushaf Sırası: 12 - Nüzul Sırası: 53 - Alfabetik: 110)   -----

(١٢.٩٧)
~~12.97~
قَالُوا يَا اَبَانَا اسْتَغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا اِنَّا كُنَّا خَاطِپٖينَ
~ ~ ~


12.97 - Evlatları ise şöyle dediler: "Ey bizim şefkatli babamız! Bizim günahlarımız için Allah'tan mağfiret dile. Doğrusu biz günahkârız."

 rtfSndPly*13.23*


-----   13 - Rad Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 13 - Nüzul Sırası: 96 - Alfabetik: 85)   -----

(١٣.٢٣)
~~13.23~
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلٰئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ
~ ~ ~


13.23 - (23-24) O güzel akıbet Adn cennetleri olup, onlar babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi olanlarla birlikte o cennetlere girerler. Öyle ki melekler de her kapıdan yanlarına varıp: "Sabretmenize karşılık size selamlar, selâmetler! Dünya diyarının ne güzel âkıbetidir bu!" diyecekler.

 rtfSndPly*18.5*


-----   18 - Kehf Suresi - Ayet 5 (Mushaf Sırası: 18 - Nüzul Sırası: 69 - Alfabetik: 54)   -----

(١٨.٥)
~~18.5~
مَا لَهُمْ بِهٖ مِنْ عِلْمٍ وَلَا لِاٰبَائِهِمْ كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ اَفْوَاهِهِمْ اِنْ يَقُولُونَ اِلَّا كَذِبًا
~ ~ ~


18.5 - Bu hususta, ne kendilerinin ne de babalarının hiçbir bilgileri yoktur. Ağızlarından çıkan o söz ne dehşetli bir söz!Ama onların iddia ettikleri, sırf yalandan ibaret!

 rtfSndPly*18.82*


-----   18 - Kehf Suresi - Ayet 82 (Mushaf Sırası: 18 - Nüzul Sırası: 69 - Alfabetik: 54)   -----

(١٨.٨٢)
~~18.82~
وَاَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتٖيمَيْنِ فِى الْمَدٖينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا وَكَانَ اَبُوهُمَا صَالِحًا فَاَرَادَ رَبُّكَ اَنْ يَبْلُغَا اَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنْزَهُمَا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ اَمْرٖى ذٰلِكَ تَاْوٖيلُ مَا لَمْ تَسْطِعْ عَلَيْهِ صَبْرًا
~ ~ ~


18.82 - Gelelim duvara: O duvar şehirdeki iki yetim çocuğa aitti. Duvarın altında onlara ait bir define gömülü idi. Babaları, salih, iyi bir insandı. Rabbin onların reşit olacakları çağa gelip, definelerini o zaman çıkarmalarını irade buyurdu. Bütün bunlar Rabbinden birer lütuf ve rahmet olup, ben hiçbirini kendi görüşümle yapmış değilim. İşte hakkında sabırsızlık gösterdiğin meselelerin içyüzü bunlardan ibarettir."

 rtfSndPly*19.28*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٢٨)
~~19.28~
يَا اُخْتَ هٰرُونَ مَا كَانَ اَبُوكِ امْرَاَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ اُمُّكِ بَغِيًّا
~ ~ ~


19.28 - Ey Harun'un kardeşi! Baban kötü bir insan değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi!

 rtfSndPly*19.42*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 42 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٤٢)
~~19.42~
اِذْ قَالَ لِاَبٖيهِ يَا اَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْنٖى عَنْكَ شَيْپًا
~ ~ ~


19.42 - Zamanı geldi, babasına: "Babacığım, dedi, niçin işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bu putlara tapıyorsun?"

 rtfSndPly*19.43*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 43 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٤٣)
~~19.43~
يَا اَبَتِ اِنّٖى قَدْ جَاءَنٖى مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَاْتِكَ فَاتَّبِعْنٖى اَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا
~ ~ ~


19.43 - Babacığım, sana ulaşmayan bir ilim, geldi bana, ne olur bana tâbi ol da seni dümdüz bir yola çıkarayım

 rtfSndPly*19.44*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 44 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٤٤)
~~19.44~
يَا اَبَتِ لَا تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلرَّحْمٰنِ عَصِيًّا
~ ~ ~


19.44 - Babacığım, sakın şeytana ibadet etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan içindedir.

 rtfSndPly*19.45*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 45 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٤٥)
~~19.45~
يَا اَبَتِ اِنّٖى اَخَافُ اَنْ يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِنَ الرَّحْمٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا
~ ~ ~


19.45 - Babacığım, bu gidişle o Rahman'dan bile bir azabın gelip sana dokunacağından ve senin şeytana hemdem olacağından ciddî endişe içindeyim.

 rtfSndPly*19.46*


-----   19 - Meryem Suresi - Ayet 46 (Mushaf Sırası: 19 - Nüzul Sırası: 44 - Alfabetik: 63)   -----

(١٩.٤٦)
~~19.46~
قَالَ اَرَاغِبٌ اَنْتَ عَنْ اٰلِهَتٖى يَا اِبْرٰهٖيمُ لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ لَاَرْجُمَنَّكَ وَاهْجُرْنٖى مَلِيًّا
~ ~ ~


19.46 - Babası: "İbrâhim, ne o, yoksa sen benim tanrılarıma sırtını mı dönüyorsun? Bu işten vazgeçmezsen mutlaka taşa tutarım seni. Şöyle bir uzun müddet benden uzak dur. Gözüm görmesin seni buralarda!"

 rtfSndPly*21.44*


-----   21 - Enbiya Suresi - Ayet 44 (Mushaf Sırası: 21 - Nüzul Sırası: 73 - Alfabetik: 21)   -----

(٢١.٤٤)
~~21.44~
بَلْ مَتَّعْنَا هٰؤُلَاءِ وَاٰبَاءَهُمْ حَتّٰى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ اَفَلَا يَرَوْنَ اَنَّا نَاْتِى الْاَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ اَطْرَافِهَا اَفَهُمُ الْغَالِبُونَ
~ ~ ~


21.44 - Kaldı ki Biz onlara da, babalarına da nimet verdik. Öyle ki uzayan ömürlerinin tadını çıkarıp avundular. Ama hükmümüzün yere yönelerek onu yavaş yavaş eksilttiğini görmüyorlar mı? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?

 rtfSndPly*21.52*


-----   21 - Enbiya Suresi - Ayet 52 (Mushaf Sırası: 21 - Nüzul Sırası: 73 - Alfabetik: 21)   -----

(٢١.٥٢)
~~21.52~
اِذْ قَالَ لِاَبٖيهِ وَقَوْمِهٖ مَا هٰذِهِ التَّمَاثٖيلُ الَّتٖى اَنْتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ
~ ~ ~


21.52 - O vakit babasına ve halkına: "Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller?" dedi.

 rtfSndPly*22.78*


-----   22 - Hac Suresi - Ayet 78 (Mushaf Sırası: 22 - Nüzul Sırası: 103 - Alfabetik: 32)   -----

(٢٢.٧٨)
~~22.78~
وَجَاهِدُوا فِى اللّٰهِ حَقَّ جِهَادِهٖ هُوَ اجْتَبٰیكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِى الدّٖينِ مِنْ حَرَجٍ مِلَّةَ اَبٖيكُمْ اِبْرٰهٖيمَ هُوَ سَمّٰیكُمُ الْمُسْلِمٖينَ مِنْ قَبْلُ وَفٖى هٰذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهٖيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ فَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللّٰهِ هُوَ مَوْلٰیكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّصٖيرُ
~ ~ ~


22.78 - Allah yolunda gereği gibi cihad edin. Sizi insanlar içinde bu emanete ehil bulup seçen O'dur. Din konusunda, size hiçbir zorluk da yüklemedi. Haydin öyleyse babanız İbrâhim'in milletine ve yoluna! Bundan önce de, bu Kur'ân'da da, size Müslüman adını veren O'dur. Ta ki Resul size şahid olsun, siz de diğer insanlar nezdinde Hakkın şahitleri olasınız. Haydin namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı bağlanın. O sizin biricik mevlanız, efendinizdir. O, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.

 rtfSndPly*23.68*


-----   23 - Muminun Suresi - Ayet 68 (Mushaf Sırası: 23 - Nüzul Sırası: 74 - Alfabetik: 69)   -----

(٢٣.٦٨)
~~23.68~
اَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ اَمْ جَاءَهُمْ مَا لَمْ يَاْتِ اٰبَاءَهُمُ الْاَوَّلٖينَ
~ ~ ~


23.68 - Peki onlar Allah'ın sözünü anlamaya çalışmadılar mı? Yoksa önce geçip gitmiş babalarına hiç gelmemiş olan, ömürlerinde ilk defa duydukları bir şeyle mi karşılaştılar?

 rtfSndPly*23.82*


-----   23 - Muminun Suresi - Ayet 82 (Mushaf Sırası: 23 - Nüzul Sırası: 74 - Alfabetik: 69)   -----

(٢٣.٨٢)
~~23.82~
قَالُوا ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
~ ~ ~


23.82 - (82-83) "Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha! Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından başka bir şey değil!" dediler.

 rtfSndPly*24.31*


-----   24 - Nur Suresi - Ayet 31 (Mushaf Sırası: 24 - Nüzul Sırası: 102 - Alfabetik: 84)   -----

(٢٤.٣١)
~~24.31~
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ اَوْ اٰبَائِهِنَّ اَوْ اٰبَاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبْنَائِهِنَّ اَوْ اَبْنَاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖى اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖى اَخَوَاتِهِنَّ اَوْ نِسَائِهِنَّ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ اَوِ التَّابِعٖينَ غَيْرِ اُولِى الْاِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ اَوِ الطِّفْلِ الَّذٖينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلٰى عَوْرَاتِ النِّسَاءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفٖينَ مِنْ زٖينَتِهِنَّ وَتُوبُوا اِلَى اللّٰهِ جَمٖيعًا اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
~ ~ ~


24.31 - Mümin kadınlara da bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini açmaktan ve günahtan korumalarını söyle. Yine söyle ki mecburen görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler. Zinet takılan yerlerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, üvey oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunanlar (köleler), erkeklikten kesilip kadınlara ihtiyaç duymayan hizmetçileri veya henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklar dışında kimseye göstermesinler. Saklı zinetlerine dikkat çekmek için, ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz toptan Allah'a tövbe ediniz ki felaha eresiniz!

 rtfSndPly*25.18*


-----   25 - Furkan Suresi - Ayet 18 (Mushaf Sırası: 25 - Nüzul Sırası: 42 - Alfabetik: 29)   -----

(٢٥.١٨)
~~25.18~
قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنْبَغٖى لَنَا اَنْ نَتَّخِذَ مِنْ دُونِكَ مِنْ اَوْلِيَاءَ وَلٰكِنْ مَتَّعْتَهُمْ وَاٰبَاءَهُمْ حَتّٰى نَسُوا الذِّكْرَ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا
~ ~ ~


25.18 - Onlar şöyle cevap verirler: "Sübhansın! Yüceler Yücesisin! Senden başka dost edinmeyi düşünmek bize yaraşan şey değildir. Ne var ki Sen onları ve babalarını, nimetlerine mazhar edip ömür vererek yaşatınca onlar Sen'i anmayı unuttular ve helâke müstahak bir güruh haline geldiler."

 rtfSndPly*26.26*


-----   26 - Şuara Suresi - Ayet 26 (Mushaf Sırası: 26 - Nüzul Sırası: 47 - Alfabetik: 94)   -----

(٢٦.٢٦)
~~26.26~
قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ اٰبَائِكُمُ الْاَوَّلٖينَ
~ ~ ~


26.26 - Mûsâ onu hiç duymamış gibi sözüne devam ederek: "O sizin de, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir."

 rtfSndPly*26.70*


-----   26 - Şuara Suresi - Ayet 70 (Mushaf Sırası: 26 - Nüzul Sırası: 47 - Alfabetik: 94)   -----

(٢٦.٧٠)
~~26.70~
اِذْ قَالَ لِاَبٖيهِ وَقَوْمِهٖ مَا تَعْبُدُونَ
~ ~ ~


26.70 - Günün birinde o babasına ve halkına hitaben: "Söyler misiniz: siz nelere ibadet ediyorsunuz?" dedi.

 rtfSndPly*26.75*


-----   26 - Şuara Suresi - Ayet 75 (Mushaf Sırası: 26 - Nüzul Sırası: 47 - Alfabetik: 94)   -----

(٢٦.٧٥)
~~26.75~
قَالَ اَفَرَاَيْتُمْ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ
~ ~ ~


26.75 - (75-76) İbrahim dedi ki: "Peki, gerek sizin taptığınız, gerek gelip geçmiş babalarınızın taptığı şeyler hakkında biraz olsun düşünmediniz mi?

 rtfSndPly*26.86*


-----   26 - Şuara Suresi - Ayet 86 (Mushaf Sırası: 26 - Nüzul Sırası: 47 - Alfabetik: 94)   -----

(٢٦.٨٦)
~~26.86~
وَاغْفِرْ لِاَبٖى اِنَّهُ كَانَ مِنَ الضَّالّٖينَ
~ ~ ~


26.86 - Babamı da affet, (ona tövbe ve iman nasib et). Zira o yolunu şaşıranlar arasında.

 rtfSndPly*27.67*


-----   27 - Neml Suresi - Ayet 67 (Mushaf Sırası: 27 - Nüzul Sırası: 48 - Alfabetik: 81)   -----

(٢٧.٦٧)
~~27.67~
وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا ءَاِذَا كُنَّا تُرَابًا وَاٰبَاؤُنَا اَئِنَّا لَمُخْرَجُونَ
~ ~ ~


27.67 - Bunun içindir ki kâfirler: "Sahi!" dediler, "Biz de babalarımız da ölüp toz toprak olduktan sonra, biz mi diriltilip kabirden çıkarılacağız?"

 rtfSndPly*27.68*


-----   27 - Neml Suresi - Ayet 68 (Mushaf Sırası: 27 - Nüzul Sırası: 48 - Alfabetik: 81)   -----

(٢٧.٦٨)
~~27.68~
لَقَدْ وُعِدْنَا هٰذَا نَحْنُ وَاٰبَاؤُنَا مِنْ قَبْلُ اِنْ هٰذَا اِلَّا اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ
~ ~ ~


27.68 - Bize de, daha önce babalarımıza da bu dirilme, vâd edilip durdu. Bu, önceki insanların masallarından başka bir şey değildir!

 rtfSndPly*28.23*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.٢٣)
~~28.23~
وَلَمَّا وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقٖى حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَاءُ وَاَبُونَا شَيْخٌ كَبٖيرٌ
~ ~ ~


28.23 - Medyen'in su kuyularına varınca orada davarlarını suvaran bir grup insan buldu. Onların gerisinde de kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü. "Siz niçin bekliyorsunuz?" diye sordu. Onlar da: "Çobanlar hayvanlarını suvarıp ayrılmadıkça, biz suvarmayız. Babamız da hayli yaşlı olduğundan iş bize kalıyor" diye cevapladılar.

 rtfSndPly*28.25*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 25 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.٢٥)
~~28.25~
فَجَاءَتْهُ اِحْدٰیهُمَا تَمْشٖى عَلَى اسْتِحْيَاءٍ قَالَتْ اِنَّ اَبٖى يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَ اَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَا فَلَمَّا جَاءَهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَ قَالَ لَا تَخَفْ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ
~ ~ ~


28.25 - Az sonra o iki kızdan biri utangaç bir tavırla yürüyerek çıkageldi ve "Bize sunduğun suvarma hizmetinin ücretini vermek üzere babam seni dâvet ediyor." dedi. Mûsâ onun yanına girip başından geçen olayları anlatınca o zat: "Endişe etme, o zalimlerin elinden artık kurtuldun!" dedi.

 rtfSndPly*28.26*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 26 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.٢٦)
~~28.26~
قَالَتْ اِحْدٰیهُمَا يَا اَبَتِ اسْتَاْجِرْهُ اِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَاْجَرْتَ الْقَوِىُّ الْاَمٖينُ
~ ~ ~


28.26 - Kızlardan biri: "Babacığım, dedi, bunu işçi olarak tut, zira senin çalıştıracağın en iyi adam, böyle kuvvetli ve güvenli biri olmalıdır."

 rtfSndPly*28.27*


-----   28 - Kasas Suresi - Ayet 27 (Mushaf Sırası: 28 - Nüzul Sırası: 49 - Alfabetik: 53)   -----

(٢٨.٢٧)
~~28.27~
قَالَ اِنّٖى اُرٖيدُ اَنْ اُنْكِحَكَ اِحْدَى ابْنَتَیَّ هَاتَيْنِ عَلٰى اَنْ تَاْجُرَنٖى ثَمَانِىَ حِجَجٍ فَاِنْ اَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِنْدِكَ وَمَا اُرٖيدُ اَنْ اَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنٖى اِنْ شَاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّالِحٖينَ
~ ~ ~


28.27 - Babaları ona: "Kızlarımdan birini seninle evlendirmek istiyorum. Buna karşılık sen de sekiz yıl yanımda çalışırsın; şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin ikramın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşaallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin."

 rtfSndPly*29.8*


-----   29 - Ankebut Suresi - Ayet 8 (Mushaf Sırası: 29 - Nüzul Sırası: 85 - Alfabetik: 8)   -----

(٢٩.٨)
~~29.8~
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بٖى مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا اِلَیَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
~ ~ ~


29.8 - Biz insana, yapacağı en hayırlı iş olarak, annesine ve babasına iyi davranmasını bildirdik. Ama bununla beraber, onlar senden, hakkında bilgin olmayan bir şeyi, Bana şirk koşmanı isterlerse, itaat etme! Hepinizin dönüşü Bana'dır ve Ben de yapageldiğiniz şeyleri bir bir bildirip karşılığını vereceğim.

 rtfSndPly*31.14*


-----   31 - Lukman Suresi - Ayet 14 (Mushaf Sırası: 31 - Nüzul Sırası: 57 - Alfabetik: 59)   -----

(٣١.١٤)
~~31.14~
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فٖى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لٖى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَیَّ الْمَصٖيرُ
~ ~ ~


31.14 - Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki: "Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz."

 rtfSndPly*31.21*


-----   31 - Lukman Suresi - Ayet 21 (Mushaf Sırası: 31 - Nüzul Sırası: 57 - Alfabetik: 59)   -----

(٣١.٢١)
~~31.21~
وَاِذَا قٖيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ اٰبَاءَنَا اَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ اِلٰى عَذَابِ السَّعٖيرِ
~ ~ ~


31.21 - Kendilerine: "Gelin, Allah'ın indirdiği buyruklara uyun!" denilince:"Hayır, biz babalarımızdan ne görmüşsek onu uygularız, sadece onlara uyarız" derler. Peki şeytan atalarını o alevli ateş azabına çağırmış olsa da mı onların peşinden gidecekler?

 rtfSndPly*31.33*


-----   31 - Lukman Suresi - Ayet 33 (Mushaf Sırası: 31 - Nüzul Sırası: 57 - Alfabetik: 59)   -----

(٣١.٣٣)
~~31.33~
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزٖى وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهٖ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهٖ شَيْپًا اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
~ ~ ~


31.33 - Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Öyle bir günden çekinin ki o gün hiçbir baba evladına asla fayda veremez, evlat da babasına fayda sağlayamaz. Allah'ın vâdi elbette gerçektir. O halde sizi dünya aldatmasın ve çok hilekâr şeytan da sizi Allah ile aldatmasın, Allah'ın affına güvendirmesin!

 rtfSndPly*33.5*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 5 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٥)
~~33.5~
اُدْعُوهُمْ لِاٰبَائِهِمْ هُوَ اَقْسَطُ عِنْدَ اللّٰهِ فَاِنْ لَمْ تَعْلَمُوا اٰبَاءَهُمْ فَاِخْوَانُكُمْ فِى الدّٖينِ وَمَوَالٖيكُمْ وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فٖيمَا اَخْطَاْتُمْ بِهٖ وَلٰكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَحٖيمًا
~ ~ ~


33.5 - Öyleyse evlatlara babalarını esas alarak isim verin! Böyle yapmak Allah nezdinde daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, bu takdirde onları kardeş veya mevlâ olarak kabul edin! Yanılarak isimlerde yaptığınız hatalardan ötürü size vebal yoktur, ama kalplerinizin kasden yaptıklarında vebal vardır. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).

 rtfSndPly*33.6*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٦)
~~33.6~
اَلنَّبِىُّ اَوْلٰى بِالْمُؤْمِنٖينَ مِنْ اَنْفُسِهِمْ وَاَزْوَاجُهُ اُمَّهَاتُهُمْ وَاُولُوا الْاَرْحَامِ بَعْضُهُمْ اَوْلٰى بِبَعْضٍ فٖى كِتَابِ اللّٰهِ مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُهَاجِرٖينَ اِلَّا اَنْ تَفْعَلُوا اِلٰى اَوْلِيَائِكُمْ مَعْرُوفًا كَانَ ذٰلِكَ فِى الْكِتَابِ مَسْطُورًا
~ ~ ~


33.6 - Peygamberin müminler üzerinde haiz olduğu hak, onların bizzat kendileri hakkında haiz oldukları haktan daha fazladır. (O, bir baba konumunda olduğundan) onun eşleri de müminlerin anneleridir. Akrabalar miras bakımından Allah'ın kitabında, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız müstesna, yani dostunuza vasiyetle bir mal bırakabilirsiniz. Bunlar kitapta yazılıdır.

 rtfSndPly*33.40*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 40 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٤٠)
~~33.40~
مَا كَانَ مُحَمَّدٌ اَبَا اَحَدٍ مِنْ رِجَالِكُمْ وَلٰكِنْ رَسُولَ اللّٰهِ وَخَاتَمَ النَّبِيّٖنَ وَكَانَ اللّٰهُ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمًا
~ ~ ~


33.40 - Muhammed içinizden hiçbir erkeğin babası değildir, lâkin Allah'ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilir.

 rtfSndPly*33.55*


-----   33 - Ahzab Suresi - Ayet 55 (Mushaf Sırası: 33 - Nüzul Sırası: 90 - Alfabetik: 4)   -----

(٣٣.٥٥)
~~33.55~
لَا جُنَاحَ عَلَيْهِنَّ فٖى اٰبَائِهِنَّ وَلَا اَبْنَائِهِنَّ وَلَا اِخْوَانِهِنَّ وَلَا اَبْنَاءِ اِخْوَانِهِنَّ وَلَا اَبْنَاءِ اَخَوَاتِهِنَّ وَلَا نِسَائِهِنَّ وَلَا مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ وَاتَّقٖينَ اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ شَهٖيدًا
~ ~ ~


33.55 - Peygamberin eşlerine ve mümin kadınlara: Babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, Müslüman kadınları ve malik oldukları köleler hakkında bir günah yoktur. Bunlar onların evlerine gelebilir ve onlarla karşılaşabilirler. Bununla beraber, ey Peygamber eşleri, Allah'a karşı gelmekten sakının, çünkü Allah her şeye şahittir.

 rtfSndPly*37.14*


-----   37 - Saffat Suresi - Ayet 14 (Mushaf Sırası: 37 - Nüzul Sırası: 56 - Alfabetik: 90)   -----

(٣٧.١٤)
~~37.14~
وَاِذَا رَاَوْا اٰيَةً يَسْتَسْخِرُونَ
~ ~ ~


37.14 - (14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"

 rtfSndPly*37.15*


-----   37 - Saffat Suresi - Ayet 15 (Mushaf Sırası: 37 - Nüzul Sırası: 56 - Alfabetik: 90)   -----

(٣٧.١٥)
~~37.15~
وَقَالُوا اِنْ هٰذَا اِلَّا سِحْرٌ مُبٖينٌ
~ ~ ~


37.15 - (14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"

 rtfSndPly*37.85*


-----   37 - Saffat Suresi - Ayet 85 (Mushaf Sırası: 37 - Nüzul Sırası: 56 - Alfabetik: 90)   -----

(٣٧.٨٥)
~~37.85~
اِذْ قَالَ لِاَبٖيهِ وَقَوْمِهٖ مَاذَا تَعْبُدُونَ
~ ~ ~


37.85 - (85-87) Babasına ve halkına şöyle dedi: "Nedir bu tapındığınız nesneler? İlle de bir iftira, bir yalan olsun diye mi Allah'tan başka mâbud arıyorsunuz! Siz Rabbülâlemin'i ne zannediyorsunuz?"

rtfSelectedTabRef*18*119*119*90.3:15~4*(148) baba*(119) baba*2*100*genelAramaLatin*148*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*19*rtfBulunanSayi


 rtfSndPly*37.102*


-----   37 - Saffat Suresi - Ayet 102 (Mushaf Sırası: 37 - Nüzul Sırası: 56 - Alfabetik: 90)   -----

(٣٧.١٠٢)
~~37.102~
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْیَ قَالَ يَا بُنَیَّ اِنّٖى اَرٰى فِى الْمَنَامِ اَنّٖى اَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرٰى قَالَ يَا اَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنٖى اِنْ شَاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّابِرٖينَ
~ ~ ~


37.102 - Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: "Evladım, dedi, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe!" Oğlu: "Babacığım! dedi, hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah'ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin!". 

 rtfSndPly*40.8*


-----   40 - Mumin Suresi - Ayet 8 (Mushaf Sırası: 40 - Nüzul Sırası: 60 - Alfabetik: 68)   -----

(٤٠.٨)
~~40.8~
رَبَّنَا وَاَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتٖى وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
~ ~ ~


40.8 - Ey bizim ulu Rabbimiz! Sen, onları ve onlarla birlikte babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi kimseleri kendilerine vâd ettiğin Adn cennetlerine yerleştir. Muhakkak ki Sen azîz ve hakîmsin (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibisin).

 rtfSndPly*43.22*


-----   43 - Zuhruf Suresi - Ayet 22 (Mushaf Sırası: 43 - Nüzul Sırası: 63 - Alfabetik: 113)   -----

(٤٣.٢٢)
~~43.22~
بَلْ قَالُوا اِنَّا وَجَدْنَا اٰبَاءَنَا عَلٰى اُمَّةٍ وَاِنَّا عَلٰى اٰثَارِهِمْ مُهْتَدُونَ
~ ~ ~


43.22 - Hayır! Ne bilgileri var, ne kitapları! Sadece şöyle derler:"Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gidiyoruz."

 rtfSndPly*43.23*


-----   43 - Zuhruf Suresi - Ayet 23 (Mushaf Sırası: 43 - Nüzul Sırası: 63 - Alfabetik: 113)   -----

(٤٣.٢٣)
~~43.23~
وَكَذٰلِكَ مَا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ فٖى قَرْيَةٍ مِنْ نَذٖيرٍ اِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا اِنَّا وَجَدْنَا اٰبَاءَنَا عَلٰى اُمَّةٍ وَاِنَّا عَلٰى اٰثَارِهِمْ مُقْتَدُونَ
~ ~ ~


43.23 - İşte böylece senden önce, uyarıcı bir resul gönderdiğimiz hiçbir şehir yoktur ki oraların varlıklı kişileri: "Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerine uyduk!" demiş olmasınlar.

 rtfSndPly*43.24*


-----   43 - Zuhruf Suresi - Ayet 24 (Mushaf Sırası: 43 - Nüzul Sırası: 63 - Alfabetik: 113)   -----

(٤٣.٢٤)
~~43.24~
قَالَ اَوَلَوْ جِئْتُكُمْ بِاَهْدٰى مِمَّا وَجَدْتُمْ عَلَيْهِ اٰبَاءَكُمْ قَالُوا اِنَّا بِمَا اُرْسِلْتُمْ بِهٖ كَافِرُونَ
~ ~ ~


43.24 - Peygamber onlara: "Peki, size babalarınızın bağlandığı dinden daha doğrusunu getirmişsem, yine de sürüp gidecek misiniz?" deyince onlar: "Şunu bilin ki," dediler, "biz, sizinle gönderilen mesajı reddediyoruz."

 rtfSndPly*43.26*


-----   43 - Zuhruf Suresi - Ayet 26 (Mushaf Sırası: 43 - Nüzul Sırası: 63 - Alfabetik: 113)   -----

(٤٣.٢٦)
~~43.26~
وَاِذْ قَالَ اِبْرٰهٖيمُ لِاَبٖيهِ وَقَوْمِهٖ اِنَّنٖى بَرَاءٌ مِمَّا تَعْبُدُونَ
~ ~ ~


43.26 - (26-27) Bir vakit İbrâhim babasına ve halkına şöyle dedi: "Bilin ki ben sizin taptıklarınızdan her türlü ilişiği kestim. Ben ancak beni yaratana ibadet ederim. O bana yol gösterecektir."

 rtfSndPly*43.29*


-----   43 - Zuhruf Suresi - Ayet 29 (Mushaf Sırası: 43 - Nüzul Sırası: 63 - Alfabetik: 113)   -----

(٤٣.٢٩)
~~43.29~
بَلْ مَتَّعْتُ هٰؤُلَاءِ وَاٰبَاءَهُمْ حَتّٰى جَاءَهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُبٖينٌ
~ ~ ~


43.29 - Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.

 rtfSndPly*58.22*


-----   58 - Mucadele Suresi - Ayet 22 (Mushaf Sırası: 58 - Nüzul Sırası: 105 - Alfabetik: 64)   -----

(٥٨.٢٢)
~~58.22~
لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا اٰبَاءَهُمْ اَوْ اَبْنَاءَهُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَشٖيرَتَهُمْ اُولٰئِكَ كَتَبَ فٖى قُلُوبِهِمُ الْاٖيمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَا رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ اُولٰئِكَ حِزْبُ اللّٰهِ اَلَا اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
~ ~ ~


58.22 - Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah'ın ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O'ndan razıdırlar. İşte onlar Allahın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah'ın tarafında yer alanlar olacaklardır.

 rtfSndPly*60.4*


-----   60 - Mumtehine Suresi - Ayet 4 (Mushaf Sırası: 60 - Nüzul Sırası: 91 - Alfabetik: 70)   -----

(٦٠.٤)
~~60.4~
قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فٖى اِبْرٰهٖيمَ وَالَّذٖينَ مَعَهُ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰؤُا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاءُ اَبَدًا حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰهٖيمَ لِاَبٖيهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَیْءٍ رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَصٖيرُ
~ ~ ~


60.4 - İbrâhim'de ve onunla beraber olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani onlar hemşehrilerine şöyle demişlerdi: Bizim, ne sizinle, ne de Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeriklerinizle hiçbir ilişiğimiz kalmamıştır. Siz Allah'ın tek İlah olduğuna inanmadıkça, biz sizi reddediyor, bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret meydana geldiğini ilan ediyoruz. Ne var ki İbrâhim'in babasına: "Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Bununla beraber, Allah'ın senin hakkında dilediği hiçbir şeyi önlemem mümkün değildir." demesi başka. Onun ve beraberinde olanların duası şudur: "Ey Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız."

 rtfSndPly*65.6*


-----   65 - Talak Suresi - Ayet 6 (Mushaf Sırası: 65 - Nüzul Sırası: 99 - Alfabetik: 98)   -----

(٦٥.٦)
~~65.6~
اَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنْتُمْ مِنْ وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّ وَاِنْ كُنَّ اُولَاتِ حَمْلٍ فَاَنْفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتّٰى يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ فَاِنْ اَرْضَعْنَ لَكُمْ فَاٰتُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ وَاْتَمِرُوا بَيْنَكُمْ بِمَعْرُوفٍ وَاِنْ تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُ اُخْرٰى
~ ~ ~


65.6 - Boşadığınız eşlerinizi, imkânlarınız nisbetinde oturduğunuz meskenlerin bir bölümünde iddetlerini tamamlayıncaya kadar oturtun! Onlar üzerinde çıkıp gitmelerini sağlamak için bir baskı kurmak niyetiyle onlara zarar vermeye kalkışmayın. Eğer onlar hamile iseler, çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sonra boşadığınız eşlerle ilginiz kesilince sizin hesabınıza çocuklarınızı emzirirlerse, ücretlerini verin. Aranızda ücret işini meşrû çerçevede, örfe uygun olarak güzellikle görüşüp sonuçlandırın! Eğer annesinin çocuğu emzirmemesi sebebiyle sıkıntıya düşerseniz, bu takdirde baba, ücret vererek bir başka emziren kadın bulacaktır.

 rtfSndPly*71.28*


-----   71 - Nuh Suresi - Ayet 28 (Mushaf Sırası: 71 - Nüzul Sırası: 71 - Alfabetik: 83)   -----

(٧١.٢٨)
~~71.28~
رَبِّ اغْفِرْ لٖى وَلِوَالِدَیَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِىَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا تَبَارًا
~ ~ ~


71.28 - Ya Rabbî, beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın bütün müminleri affeyle. O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle!

 rtfSndPly*90.3*


-----   90 - Beled Suresi - Ayet 3 (Mushaf Sırası: 90 - Nüzul Sırası: 35 - Alfabetik: 12)   -----

(٩٠.٣)
~~90.3~
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
~ ~ ~


90.3 - Hem o değerli baba, hem o değerli evladının hakkı için: